nasıl unutulur ki on yedi ağustoson altıyı on yediye bağlayan o kara gece, on yedi ağustos nasıl unutulur ki. sene iki bin on dört olmuş, yani tam on beş yıl olmuş. ilk okulu bitirip liseye geçtiğim, yaz tatilinin bitmesine az bir zaman kala, saatler üçü iki geçerken.... ah o an yok mu o an? keşke zaman dursa, ya da üçü iki geçmeden atlasa zaman.. ama ne yazık ki öyle olmadı, yer yarıldı,sanki yerle bir oldu gök yarıldı.. hiç öyle bir olay yaşamamıştım, benim gibi daha ilk kez depremle tanışan, kimbilir kaç insan vardı. çocuktum daha henüz on dört yaşın da, o gece kardeşimle birlikte teyzem de kalmıştık. annem babam yoktu yanım da, korkuyordum ya bişey olduysa. elektrikler kesik telefonlar kesikti. kapkaranlıktı sokaklar ama gündüz gibi herkes sokaktaydı. ağlayan çocuklar kadınlar, üç dört sokak uzaklıktaydı kendi evimiz, karanlıkta olsa bir koşu gidip, annemi babamı görmeliydim, kalktım ve kimseye birşey demeden, gizlice eve gittim. gizlice diyorum yoksa o an izin vermezdi teyzem. evin önü kalabalık bütün sokak dışarı da, ve o an anne ve babamı gördüm, çok sevindiler önce,sonra kızdılar, nasıl tek başına çıkıp geldin karanlıkta, merak ettim diyince sustular. bir kaç saat sonra elektrikler geldi, herkes tivi başın da, haberler canlı yayına başlamışlar. merkezi adapazarı,gölcük olduğunu öğreniyoruz. bursa’dan bahsetmiyor, biraz olsun seviniyoruz. saatler geçiyor ilk görüntüler yayına veriliyor. sabahın ilk ışıkları ile birlikte tivi’nin karşısına geçip, bir o kanal bir bu kanal, haber kovalayıp ne olduğunu, öğrenmeye çalışıyorum. yıkılan binalar,okullar,devlet daireleri, her yer yerle bir olmuş, deyim değil gerçekten yerle bir olmuş. enkaz yığınlarının altında, canlı varmı diye arama yapan gönüllüler, yakın şehirlerden, akrabalarını aramak için gelmiş binlerce insan, sesimi duyan varmı bağırıp cevap beklerken, içimiz ürpererek bakıyorduk haberlere. nasıl unutulur ki on yedi ağustos, on beş yıl sonra bile film gibi gözüm de her şey. bir gece yatıp uykuya yüzbinlerce insan, bir daha uyanmadılar. geride milyonlarca insanın göz yaşı kaldı. on beş yıl önce doğan on beş yaşına vardı bu gün. ben ve akranlarım yirmi dokuz oldu, herkes yaşının üstüne on beş koydu, on yedi ağustosta uyuyup kalanlar, hep aynı yaşta kaldı.. biz büyüdük ama onlar hep orada kaldı. hırsız mütahitin göçen evleri, denetimsiz,kaçak evler, yüz binlerce canı, on yedi ağustos, bin dokuz yüz doksan dokuz da, bu hayattan ebediyen aldı. bize ne mi kaldı? bize, on yedi ağustos gecesinde ki o, büyük felaketi unutmayıp, her sene devlete,yetkililere hatırlatıp, on yedi ağustos şehitlerini anmak kaldı. Mustafa Tellal 17/08/2014 17/08/1999 marmara ve çevresin de büyük kayıplar verdiren büyük acılar yaşatan adapazarı/gölcük depremi olarak bilinen o doğal felaketi Rabbim inşallah bir daha bu ülke ve dünya ülkelerine de yaşatmaz. deprem de hayatını kaybedenler için bir fatiha duasını çok görmeyin. |