SENSİZLİK ÇOK ZORakşamın kuzguni kızıllığı çökerken ufka kapkara bulutlar dolaşır havada alır götürür beni çok uzaklara sen gelirsin aklıma yalnızlığımda içimdeki yangınlar yakar kor kor köz olsa da küllerim senin kokun varken içimde özlemin hiç bitmeyecek yüreğimde yağmurum ol dön gel bana suya hasret toprak gibi her damlanda ıslat beni işte o zaman diner içimdeki fırtına canlanır yeniden tüm hücrelerim yalnızlığımın bir adıdır sensizlik içimde kapanmaz yaradır çaresizlik belki de kopacak fırtınanın ön habercisidir bu sessizlik silemem geçmişimden ne seni ne de izlerini görmeseydim ne olurdu gözlerini böylesine erimezdim batan bir güneş gibi sözlerim hava da kalmaz boşluğu dövmezdi aşk nağmeleri duyarım yüreğim kapalı olsa da aşka kırılan her dal parçasında sana yazdığım her kelimenin ilk satırında kaparım gözlerimi düşünürüm seni gördüğüm bir serap gibi gözlerimin önünde beliriverirsin özlem aramızda olur setten bir duvar tutmasan da ellerim uzanır sana çöz ayağından prangaları kır zincirleri bekliyorum hasretle dindir özlemlerimi kim suçlu kim hatalı yok artık önemi manasız kaprislerden ikimiz de bıktık sevda köprüsünden geçerken zaten yalnızdık ellerimiz birleşse de bir bütün olamadık ... 11.08.2014 İstanbul |