Sen masum ve mahzundunSeni sana bırakmayan Düşünce ve hissiyatını dikkate almayan Yalnızca hizmet ve itaate etmeye zorlanan Yalnızlığın titreten umutlarında seni işiten ve anlayan vardı Fakat sen çileyle refik olmuş Sabır ve tevekkel olmanın acısına alışmış Dertlenmeden ve kimseye serzenişte bulunmadan İçselliğine yönelerek, ruhun ve kalbin sahibine yöneliyordun Kimi zaman tereddüt ediyor Hüzünleniyor, akan gözyaşlarını siliyordun Gecenin en müstesna vaktinde kitaplara kapanıp serinliyor Derin bir hicranla boyun bükerek kimseye karşı gelemiyordun Annen ve banan seni anlamıyor Bu kıza bir hal oluyor diye yakınıyorlardı Bazen okutmak için hoca arıyor ve gelenlere dertleniyor Zanlarına göre bu durumdan kurtarmak istiyor, anlamıyorlardı Artık senin için karar zamanıydı Sana talip olanlar gelmeye başlamışlardı Sen ise bu anlayış ve düşüncelerden ne kadar uzaktın Hiç söz hakkı tanınmıyor, babanın uygun gördüğüne veriliyordu Annen zaten buna dünden razıydı Senin hissiyat ve umutlarına karşı ne hikmetse alakasızdı Kendiside bu şartlara benzer biçimde hiç tanımadığına verilmiş Kader bilmiş, sükût ve sabırla irade ve muhakemeden vazgeçmiş Bir anne ve baba canları olan evladı Emanet ehliyetine sahip olmadan ve anlamadan Akide ve sosyal imkânları hakkıyla okumaya gönül bağlamadan Her ne yapmış ve inanmışsa temelsiz ve mesnetsiz yaşayan candır Anne ve babalar çocuklarına asla Pasif ve örfe dayalı zulüm yapamaz, aşağılayamaz Yaratan adına tahakküm ederek, hikâyelerle baskı uygulayamaz Kim ruhun ve aklın, kalbin ve vicdanın sahibine karşıysa zalimdir Anne ve babaya emanettir çocuklar Emanet tevdi eden ise varlığın ve kâinatın sahibidir Doğum, ölüm, garbın, şarkın, aşkın, mizanın sahibi olan Rabdir O din günün sahibi olan, insanı ahseni takvim üzere yatan sahiptir Mustafa Cilasun |