Sen ve ben nasıl anlaşabiliriz ki…
sen bir sırsın sen bir faili meçhulsün de içinde
tüm alemi çepeçevre kaplayan ve ucu bucağı olmayan bir derya gibisin ne mümkün senin düşüncelerini sezip de ulaşmak hiç de mümkün değil ki seni anlamak hele içinde saklayıp da barındırdıklarını hiç çözüp de anlaya bilmiş de değilim ki sen asla kafa tasının attırılmasına hiç gelmezsin fırtınalar estirir o narin ruhun ne söz anlarsın ne de işitirsin kızınca ve kızıp taştığın zaman maazallah var ya depremlerle yıkarsın hemen karşındakini hiç de belli de etmezsin elinden kurtulana da aşk olsun ezeli ve ebedi taşırsın ya romantizmini beynin bir sabit disket gibidir maşallah her şeyi hatırlayan teyp gibi hafızanla şaşırtarak çıldırtırsın insanı her saniyeyi çarpar durursun insanın yüzüne biriktiren ve tutkulu hatta bazen acımtırak bazen de okşayıcı takıntılarla neyi seçtiğin hiç mi hiç anlaşılmaz sevgi ve düşünceli bir yapıya sahipsin o kıvrak ve oynak ve seçkin ruhunla bense bir coşkun nisan yağmur gibiyim hiç durmadan yer değiştirir durur gönlüm bir yerden bir yere akışta dururum senle bile bir başka tarafa çarpar gözüm ara sıra taşsam da bir sen karşısın da hemen çabucacık da söner o katı ruhum hiç gizli saklım da olamaz kendimi beğenmişlikten böbürlenir gururum gurur ve kibrimden de hiç mi hiç geçilmez tutkularım hep gelip de geçici gözüm kalır hep dışarılarda tutunamam ki ben asla bir dala perspektifimin çepeçevre çevrili oluşundan bu yüzdendir işte hiçbir anım da yeterli romantikliğe sahip olmamam peki sen aslen romantik birini mi istersin yoksa benim gibi bir maçoyu mu pek çok sen sölpük olmayan ve oldukça maço bir beni gönülce ister de ondan da daima bir duyarlılık da bekler duruşun bu nedenledir nadir rastlanan ve romantizm kapasitesi de yeteri derecede kafi olan duyarlı benlerin tek başına yapayalnız kalışları benlerse hemen her şeyi arınmış olan ve yaşayan bir sen arar da dururuz ama yaşantılarında ergin çabuk uyum sağlayan ve kendinden emin senleri beğenir de dururuz bu yüzden pek çok ihtiraslı histen paklanmış olarak ama yüksek bir duygunluğa sahip ve çok doğal sıngın çabuk itimat etmeyen bertik ve içe çevrik- senleri ortada yalnız bırakırız sen ve ben kalplerinde aslına bakarsan farklı bir devrana açık olan bir kapıya sahibiz senlerin kapısı düşleri umulmadık ve sürpriz dolu bir ulu yüceliğe açılırken benlerin kapısının isteği daha düz olan birer gülistana açılır senle benin anlaşması da çok zor olduğundan olması gerek olan bir orta yolu bulmaktır ve olduğu gibi de boyun eğip kabul etmektir zira seni düzeltmeğe çalışmak demek ortadan kırılmana sebeptir birbirimizi değiştirmeye çalışmamız da ilişkimizi şipşak hüsranla sonuçlandırmamış mıydı eğer yinede birbirlerimize hâlâ da âşık isek gururumuzu ve kibrimizin tesirinden arınmamız gerek inatçılığımız yüzünden tekrar kavuşamadık bir biçimde kavuşabilmemiz için bencillik fuzuli olan dallarını bir bir yok etmemiz gerekmez mi yar emek dolu gönülden gelen fedakârlık içinde ve sadece candan yürekten aşkın kökleri içimizde kalmalı ve asla olmamalı ağyar... (29.07.2014) AZAP… |
hiç durmadan yer değiştirir durur gönlüm
bir yerden bir yere akışta dururum
senle bile bir başka tarafa çarpar gözüm
ara sıra taşsam da
bir sen karşısın da
hemen çabucacık da söner o katı ruhum
hiç gizli saklım da olamaz
Hayatın içinde kaleme alınan büyük üstadın içinde kendimi hayatımı bulduğum dizelere selam olsun