VUSLAT KAPISI
Hislerime oyuncak,seni seven biriyim
Düşmüşüm bu yalancı hayatın sahnesine. Ben ki kara gözlü bir ceylanın esiriyim Yalandan gül dererim kokmayan bahçesine. Kazıttı yüreğime kimsesiz bir mezarı Her vuslat kapısında onu ay’a benzettim. Puslu mevsimlerde hep tüketirken hazanı Yıllar ne çabuk geçmiş,bense çok geç farkettim. Virane olmuş gönlüm,bilmem kaç kez aldandın Seviyorken derinden, şimdi hayal, sır oldu. Acıya katlanmayı sen ki kolay mı sandın? Derdine yan geçti de seneler asır oldu. Sevdadan bir hatıra düşte sinene yanma! Bir ateşti kalbine düşen öpüşlerinde. Avucuna değmeden gül, benimdir sanma Kaç mevsim geldi geçti onmayan düşlerinde. Nafile yanma gönlüm, dilerim güleceksin Unut gitsin sevdayı, kırık kalp de anılsın. Vurgun yemiş duygular! sende bileceksin Adın bir bahtı kara, kader! diye yazılsın. Sana unutmak düşer, o seçmişken yolunu Ne ahular unuttun, çıkar gitsin aklından. Dalmadan bir rüya’ya, bitir sahte oyunu. Değiliz sabırdan taş, nihayeti bir insan! Kururda o dudaklar, çeker gözlerin feri İlk değil ki bu senin, yalana vurgunluğun. Öksüz kara sevdanın, böyledir hikayesi. Dinsin gözlerinde yaş, kalbinde yorgunluğun. Derdin düşüp peşine, silme kalp de yerini İnsandır belki şaşar; yanılır, şeşer, beşer. Sen zannet ki gülmedin, hiç sevmedin birini Terk edilmek dünya’nın, sonu değilmiş meğer. Dürüldü hesap, kitap, aşk Leyla’dan soruldu Aydınlık aranmazmış karanlığın içinde. Mecnun’un bu feryadı,senden önce duyuldu Şarkıların söylensin, her okşanan o tende. Bekle gelen baharı, ağaç meyve verecek Arılar çiçeklerden gezip ballar derecek. O kalpler de sevdalar, yeniden yeşerecek Gayesi hep gülmektir, nice yüce sevdanın. .............. K.Kurultay |
saygılar.