MUTLUYDUM
Küçüktüm ben evvel zamanda
köyde yaşardım küçük bir evde oyuna susardım gündüzleri geceler yetmezdi yorgunluktan mutluydum hem de çok mutlu binmeye bisikletim olmasa bile oynamaya arkadalarım olmasa bile benimle oynayan bir dedem vardı bir de dedemin beyaz atı nazlıcan mutluydum hem de çok mutlu koskoca bir dezimiz olmasa bile serinlediğimiz göletimiz vardı oyuncak arabamız olmasa bile kabaktan yaptığımız eşekler vardı mutluydum hem de çok mutlu akülü arabalar yoktu o zamanlar dedemin yaptığı bilyelerle eğlenirdik her şeyden önce çocuktum masum hayalleri olan bir köy çocuğu mutluydum hem de çok mutlu oyuncak değildi bizim hediyelerimiz bizi hediyemiz başkaydı babamın gelirken getirdiği bir çift kara lastikler evet şimdi adı bile unutulan bizim sevinçten geceleri koynumuzda uyuttuğumuz kara lastik o zamanlar nerde halısağ nerde bir çift krampon yalın ayak yapardık maçımızı inekleri beslemek için gittiğimiz bahçelerde sizin servisle gittiğiniz okullara biz yarı ıslak halde giderdik ama mutluyduk çok mutlu çünkü okula gidiyorduk çünkü kazma tutan ellerimiz artık kalem tutuyordu dedim ya masum hayallerim vardı mutluydum hem de çok mutlu babamız bizden uzakta olsa bile aç bırakmayan başı dik anam vardı buram buram buram cennet kokan yavrum diye sarıldığında bir kez bana tüm korkuları unutturan anam vardı belki çok eksiktim sizden belki çok şeyden mahrum kaldım ama benim bir de paha biçilmez bayramlarım vardı teyzelerimin elini öptüğüm benden küçüklere çok büyümüşüm gibi şekerler verdiğim bayramlarım vardı yanağımı sıkıp harçlık veren amcalar vardı tanımadığım bile olsa mutluydum hem de çok mutlu çünkü eksikler içinde tam yaşardık biz çünkü köyde yaşıyorduk dilimizden düşmeyen dualarımız vardı mutluydum hemde çok mutlu |