Yar, edeple susan ahu zar ağlarYar, vakitsiz haykırışlar var Bilmem ki bu çığlığı kim duyar Yüreği yanan, gözlerinden kan akan Sabrı dağları aşan, edeple susan ahu zar ağlar Bakma, aldırmayan kişilere Bir gör dert başlarına düşünce Çırpınır durur, güya kendi kendine İmdat edecek yar bekler, bu acım dinsin diye İnsan olan can, erdemli yaşar Beşer ise nefsi temayülüne bakar Cehalet vasfıysa her can ondan korkar Hesapsız akıl, her dostun balını belaya sokar Gönlün ne çekiyorsa önce anla Düşle ve düşün, hesapsız davranma Ruh ve kalp irfanla, marifetle yaşar unutma Nefs, hiçbir an tatmin olmaz avunup aldanma Hoca neden kürsüden bağırıyor İşitme engelli var, duymuyorlar sanıyor Yetmiyor, hoparlörü sonuna kadar açıyor Ne anlatıyor, kim anlıyor, inanın kimse bilmiyor Öğretmen ve hocaların hastalığı var Hangi meclise gitse, kiminle görüşse açığa çıkar Muhatabı öğrenci ve kursiyer olarak dikkate alır İnsanın ruhi ve zihni yapısını düşünmeden anlatır Kadılık sanki dedesinden tebarüz etmiş Zavallı ne irade ve ne de tercih hakkı tanır Kul olan edep ve nezaketi dikkate alarak davranır Hakikati yaşamayan ise sıfat kazanmak için çırpınır Ne hikmetse bir nedenle hiddetlenmiştim Refikama kızmak içinde adeta o an bilenmiştim Arkasından nazar ettim, düşledim, düşündüm sonra Nazarı sineme yönelttim, Refikamdan o an edep ettim Kul önce kendine bakmalı, huy bu diye avunmamalı Mizaç sonradan edinilen, kazanılan huy, davranışlardır İnsan geliştikçe, tekâmül ettikçe irfanla farkında lığa ulaşır Kul olmak, haşyet içinde bulunmak hassasiyetiyle buluşur Mustafa Cilasun |
kıyamet alametlerinden biri de hatiplerin çoğalması ama alimlerin azalması
konuşmak var uygulamak yok eksiğimiz bu
Rabbim kendini anlatanlara anlayarak yaşayabilmek nasip etsin ve darda olanlara ferahlık versin duasıyla
şiire uğur böceği çok yakışmış tebrikler...