Kader kader dedik, yalnızca boyun büktük!Bitmeyen bir hüzün vadisinde nefesleniyorum Kimseye, bir sır vermeden sualleri derliyorum Bazen sükût ediyor ve bazen de evet, yazıyorum Acaba, en yakına ne kadar muhabbet besliyorum İnsan bilmediğinden niçin çekinir, ürker, korkar Ne kadar aşinaysa ruhu kalbi onun hazzıyla yaşar İnsan her bakımdan zafiyetleriyle bir ömür koşar Nefsini kurutan irade ve azim aşk süruruna kanar Babam gamsız, kasvetsiz bir insandı, öyle yaşardı Zavallı annem bir ömür onun yükünü çeken candı Sual ederim, adam olan babam mı, yoksa anam mı? İnsan akıl ve iradenin hakkını vermedikçe fark mı? Bir toplum ne kadar cahilse sancı yürekleri dağlar Şayet bacıların varsa gece gündüz hali sıkıntı basar Eşkıya tipli insanlar masum, zavallı için fırsat kollar Fırsatı bulamazsa, adını çıkarmak için haberi yollar Masum ve mahzun can, çaresiz orada yaşayacaktır Fakat acziyeti ne kadar tuhaftır, umutları yaralıdır Nereye baksa, sığınmak için kapı arası laf çıkacaktır Hicran yüreğini vuracaktır, hüzünle bir yol alacaktır Oysa ne masum ve umutlarına sımsıkı sahip nasipti Sosyal şartlar ve cehalet adına talihsizliği kaderiydi Sabır ve tahammül ne kadar dirilişti gözyaşı kesindi Ona bu açmazları yaşatan söyle ki neydi, millet miydi? Mustafa Cilasun |