ÖLÜM KAPIMI ÇALINCA
Bugün mü çalar kapımı
Yarın mı bilmem Ölüm Meleği? İçimde bir derin sızı Dinmek bilmeyen bir keder... Bana ağlar gökte Kayan çoban yıldızı. Suçlamam ki asla Suçladığınız feleği. Ağlarken gözümden Yaş akmasa da olur Akacak olan Gider menzilini bulur. Sisli hayal perdesi Yırtıldı birden Üşüştü başıma hayaller Herbiri sanki demirden. Ok gibi saplandı Yaralı gönlüme Ruhumu kemiriyor Demir dişli kemirgen. Ta uzak çok uzaklardan Hüzün bohçasında geldi Bir avuç çocukluğum Bir avuç keder... Bir avuç gözyaşı... Bir avuç hiçlik... Ve de yokluğum. Zaman durdu zaman Kapkaranlık beynimde Mazi, şimdi bir kandil Soluk soluk yanan. Ölüm müdür acep Gelip kapıma dayanan? Silik , soluk hatıralar Herbiri yürek tırmalar Açılmasın bırak Öyle kalsın o yamalı bohçalar. Uçarsa eğer bir gün Sizin diyarlardan garip turnalar Yükle sırtına da bize taşısın Unutulmasın o ıslak mısralar. Şimdi titrek eller Gezerken kağıt üstünde İzler bırakır damlayan yaşlar Geçtiğim her köşe başında. Bırak yorgun ruhum Dinlensin meçhullerde Sonsuz o ebedi sahillerde. Belki dinlenirim ben Ölüm kapımı çalınca Ruhum menziline varınca. |
Gezerken kağıt üstünde
İzler bırakır damlayan yaşlar
Geçtiğim her köşe başında.
Bırak yorgun ruhum
Dinlensin meçhullerde
Sonsuz o ebedi sahillerde.
Belki dinlenirim ben
Ölüm kapımı çalınca
Ruhum menziline varınca.
NURİ BAŞ (NURİ BAŞ)
Anlamlı güzel dizelerdi severek okudum
Usta kalemi alkışlıyorum,yüreğine sağlık
_____________________________________Selam