Gel Bu Gece Bende Kal
Bulutlar kararmış yıldızlar çekilmiş,
Havada yağmur kokusu var, Ağaç dallarında salınır bir dilek gibi, Sana olan bu sevdam yar. Hadi gel gayrı, Gel de bu gece yarısı, Usulca kapımı çal, Mahmur uykulardan uyanayım, Gönlümün misafiri ol, Bu gece bende kal, Seninle hoş sohbetlerde bulunayım. İpil ipil mumlar yansın başucumuzda, Ve bir melodi eşliğinde, O şeker gibi tatlı dilin, Sihirli sözcükler fısıldasın kulağıma, Gizemli bakışların alev gibi içime aksın, İsterse o göz bebeklerin, Ağılı bir kurşun gibi yüreğimi yaksın… Ellerime zincir, Ayaklarıma prangalar vursun, Vursun yar vursun; Yeter ki o gözlerinden vurul’ayım. Ey sevgili farz et ki, Çatıda ki küçücük odamızı, Çorak bir çöl sıcağı sarmış, Soluk alışlarımız dahi zorlanmış, Mum ışığının eflatun gölgesi, Esrarengiz bir şekilde havayı kaplamış… Fildişi ak gerdanın, Şu göğsüme gelip yaslanmış, Elleme penceremiz kındırık kalsın, Zaten tül perdemiz çoktan havalanmış. Kül rengi gökyüzünde de, Bulutlar ağlamaya başlamış, Ağlayarak yağsın toprak ıslansın, Ağaçlar çiçekler hep sulansın Yeter ki o gönlünde ben durul’ayım. Kısılan yumuk gözlerinin, Aklımı başımdan alan derinliği, Ta yüreğimin orta yerine varsın, Hiç acımadan bir ateş çalsın; Kızgın saclarda kavrulayım. Gün kuşluğa varıp tan yeri ağarırken, Gözlerim bir tüfek gibi menevşelesin, Suyun şırıltısı, Yaprakların hışırtısı duyulurken; Damla damla dökülen terlerinde boğulayım. |