HÜZÜNSon yazımda yaşam çoğu zaman hüzündür demiştim. Az bile demişim… Aslında o her zaman hüzündür. Sen onu hep yaşıyorsun ama onu göremiyorsun. Yaşama kendi gözlerinle baktığını mı sanıyorsun Sen, yaşamında hiç kendin olabildin mi korkusuz Rahatça sere serpe özgürce sunabildin mi kendini Çiçek açıp o benzersiz kokunu yayabildin mi İçinden geldiği gibi şarkı söyleyip, dans edebildin mi Yaradılışının özgünlüğünü, yansıtabildin mi özgürce Koşulsuz sevip sevilebildin mi hiç Gerçek aşkı yaşayabildin mi bir kerecik Yaşayıp yaşayamadıklarını sorgulayabildin mi Tarafsız olabildin mi kendine karşı? Seni mutluluğun zirvesine taşıyacak Farkındalığın farkına varabildin mi Gerçek hüznü gülerken yaşıyorsun, farkındamısın Gülüyorsun kahkahaların taa uzaktan duyuluyor Duyan da senin sahiden güldüğünü sanıyor Neye, kime güldüğünü bilmiyorsun, gülüyorsun Bir özürlünün başka bir özürlüyle alay edişine, Engelli birinin yaşamla savaşındaki takılmalarına Gülüyorsun. Saf bir çocuğun masum sorularına Ama kendinle alay edip gülmeye yanaşmıyorsun Gülerken kendini aynada izledin mi hiç Dene ve gör, gülen yüzünün seni birden terk ettiğini Aynada gördüğünün, aynanın karşısındaki olmadığını Seni teslim alan egonun, benliğince sorgulandığını Anlayacaksın o zaman o gülenin sen olmadığını. Nerede bir sevda türküsü duysan gözlerin dolar Hatırlatır sana bir anda yarım kalmış aşklarını Buram buram kokusunu duyarsın sevdiğinin Derin bir hüzün o anda kanatır yüreğini Gizli gizli silersin kanayan gözyaşlarını Acı çeker sevgililer orada, o aşkın yoludur İşte bu yüzden şarkılar hep hüzün doludur . İsmail ÇAMLIOĞLU Aliağa |