GÜZELLERLE BİR GECEÖnceki gece ben tek başıma kalmışım, Giderek, güzeller arasına dalmışım. Çarpıldım birine, kırpıverdim gözümü, Tutmam gerekecek, şu verdiğim sözümü. Vakit hoş geçiyor, bu nasıl bir güzellik… Kaptırdım kendimi, dikkatim oldu dim dik. Oku oku çevir, çevir çevir de oku, Gördüğüm her yeni şeyde yaşadım şoku… Girinti çıkıntı, herbiryeri şahane, Kaç defa denedim, hep başa döne döne… Güzelimi elden geçirdim, mıncık mıncık, Bazen ter içinde kalmışım vıcık vıcık. Başka isimler de verdi bana sevgilim, Onlar da geldi… Bir güle mecbur değilim. Canım güzellerim, allı morlu yeşilli, Bunlar insan çarpar, tatlı dillerden belli… Üstüne yapışmış, simsiyah parlak süet, İçinde ne cevher saklarmış hayret, hayret! İncecik kırmızı satenden çok şık bir ip, En önemli yere yerleştirdim gerdirip… Uyumadan önce, bir al takke ver külah! Her gece isterim, izin verirse Allah. Güzellerle gece, yatağım doldu taştı, Kaç defa hevesim, zirvelere ulaştı. Bana neler yaptı, yatağımdaki her şuh! Bunları yapmayan, bence kuru bir güruh… Caiz görürlerse eğer, ben öldüğüm gün, Mezarıma böyle, güzelleri de gömün. Yenilendi sanki, böylece hücrelerim, Ben yeniden doğmak, işte böyledir derim. Bilmediklerimi itiraf ettim mertçe, Tüm hünerlerini gösterdiler cömertçe… Sabahlara kadar, göz, dil, dudak, el, parmak, Uyuyaklamışım, yorgunluktan sızarak. Ne gülüyorsunuz, yaşadıklarım etik! Sabahlara kadar, kitaplarla dertleştik! (İstanbul:29.06.2005) |