nila
güneşi çaldım alasından nila…
gözlerinde temmuz sıcağı, bir sabah gökyüzüne koşmak geldi içimden bulutlar ağlasın avuçlarında… kendinden koşarak ötelere içimde solan güz güllerine inat takvimlerden yolarak hüzünleri mağrur bir tebessüm çizdim gamzelerime ah nila… gülümseyen mevsimlerin rengini bereketli toprak kokusunu muştular gibi gözlerindeki sevinç tufanlarına yasla med cezirler döverken kıyılarını zambaklarda soludum seni nila… idrakine vararak sevincin, kederin ufkunda dolaştım sonsuzluğunun; ölümsüzlük şerbeti gibi güneşi çaldım kor yerinden saman alevi öfkelerimi asarak düşlerime kehribar bakışlar sürüyorum gözlerine sevdanın küllerine ateş basarak yüreğimi hapsediyorum yüreğine ah nila… dalgaların sessiz çığlıklarında şiirlere yüreğimi gebe bırakmak için adının tek harfi yeter nilüfer sarp mayıs.2014 |