Kırmızı akla gelince hemen aşk gül kokar
gök yüzünü yüzüne bir kez çevirmeye görsün
tüm medet yolların kapanır geriye ağlamanın selinde boğulmuş cılız bir kadın kalır mecburdur artık dayanmaya o kambur kaderine ancak o an anladım ki aşk gökten yere yağar tüm kıygılar sonrası varla-yok arasıdır derince bir iç çekişlikti içimizde ki susuşlar merdiven basamaklarını aşmak gerek tüm gücü yüklenirsen ancak çıkılır yokuş çekinerek düşer bir gönül başka bir kalpten ve tütsülü bir yolculuktur bu kopuş vuslattan kerem umarak kırmızı akla gelince aşk gül kokar damakta mayhoş bir tat bırakarak yaralı gönüllerde aşk kan kokadururken umut o anda intiharın eşiğinde bekler süzüldükçe süzülür yürek depreştikçe anılar ve arttıkça aşkın ahengi keşkeler savrulur külhan yetimlerinden ne bir gelen olur o an nede bir soranı yürekleri kavuran bir iç çekiş düşer gider dillerinden veda adına bir not düşülür göz damlasına işte o anda gün geceye gebe kalır yalnızlık adına eteklerinde ne varsa dökülür o anda salkım saçak eklenir hüsranlar gecelerin koynun da duvarlara çakılıdır karanlık odalarda yastığı ıslatırken hüzünler çoktan-aza doğru gider bu yolculuk dünyalara sahip olsan da hasret ve özlemin kör düğümüdür yalnızlık kavrulup durur içinde savruldukça sarar hicranı yıkıntısın da kırılır direği vefasız çıkınca hayranı bir sağu çıkar göğe doğru kaderin cilvesinde bilinmez ki kimler kopacaktır o aşktan bir gömülme töreni sonrasıdır kabir azabı toprak toprak yuvarlanarak azametin gölgesine sığınırken milyonlarca asır sayılır iyi ve kötü kaçış yoktur mahalden ne bir zerre ne de bir tek nefes kaybolur düşerse hissene bir nur sana kalan tek çıkış yolu şükretmektir zira iblisin yüreği ateşten bir gömlektir ihlastır her şeyin ilacı susuşun da bir teslimiyet pişirmeli dem zira günahı ektirir hercainin tacı aklı başa devşirmenin geçmez ki zamanı bıkmadın mı sen bu yalancı gök kubbe sedasından… (25.05.2014) AZAP… |