GÜL’E ÖZLEM
Kâinatın özüyle bezenmiş
Gülle yıkanan yürekler Gül’e olan sevgiyle aşka gelen Misk kokularla yüklü ruhlar Cananına özlemle hicret eden gönüller Yılların hasretiyle yanıp tutuşmaktadır Muhabbet tezgâhında aşkı dokuyan Yüreklere nakış nakış sevdayı işleyen Canlara nurunu yayan erenler Seherde zikre durmakta Mevlâna ve Şems Dilsiz ve dudaksız olarak konuşmaktadır Güldestesi taşıyarak Muhabbetullaha Aşk çilesi çekerek Habibullah’a sevdalı nazenin çiçekler Güldamlası olup çağlayanlar gibi yüreğimize akan Gül kokusuyla bezenmiş bin bir çeşit ve kokudaki goncalar Gülistanda zikre duran şu canım güller Hakk dostlarının vuslat heyecanıyla yârine koşmaktadır Kargülü sevdasıyla gönlümüzü yakanlar Gül kokulu sevdalara âşık, Kalbi nur ile dolanlar Baharca kokarak dupduru sevgiyle bakanlar Gül aşkıyla kavrulmuş Sultan yürekler Gönüllere can sunan Afet gönüller Yürekteki aşk yolcuları kendinden geçerek coşmaktadır Gül dalından yapılan, gül mürekkebi çekilen kalemlerle Yüreklere mutluluk resmini çizen diri gönüller Gül cemresini yüreğine düşüren Çorak gönülleri fetheden Gül kokulu sevdalarla bezenmiş Sultanlar Boynunu bükerek nice dağlar aşmaktadır Muhabbetten yoksun kalınca gönüllerimiz Gül kokusuna hasret kaldı Baharı bekleyen düşlerimiz Hazan besteledi yıllardır Yüreğimize efil efil esen aşk rüzgârları Seherde muştular sunarak yazmaktadır Ozanlar ve Edipler sevdasını nakşedince satırlara Yüreğimize esen tatlı meltemler yetti Halil İbrahim bereketli Sakarya ırmakları coşunca İnci tanesi dizelerle gönlümüz bayram etti Aşkın Coğrafyasından çıkan ışıklarla Gül tomurcukları baharda kıyama kalkınca Yürek güzelliklerini satırlarından okuduk ağlayarak Onlar ki yetişecek fidanlar için toprağı kazmaktadır Gülümüzü ölçülerimize mihenk Hayatımıza ahenk, hayallerimize renk yapamadık Müjdeli şafakların sevdasıyla Hülyalarımız yanıp tutuşsa da Hayatımıza umut ışığı olamadı Gölgelerimiz hep karanlıkta kaldı Gül’den çıkan kutlu ve mutlu ışıklar Yüreğimize şimşek olup çakmaktadır Batan güneşlerin arkasından donakaldık Topraklarımıza rahmet bulutları gelmez oldu Gül’süz hayatla ufuklarımıza karanlık düşüyor Hakikat denizine yelken açan sevda akıncıları Hüzünle hicret ettiler yurtlarına Gönüller çağlayan olup yârine akmaktadır Gönül pencerelerimiz kapandı Gerçekleri göremez olduk Umutsuzluk, hüzün ve çileler Gözyaşlarımızda çiçek olup açtı Bahar dalında sevda açan çiçeklerimiz sarardı Kardelenlerimiz boynu bükük kaldı Vuslat kervanını kaybeden hayallerimiz karardı Gül kokusunu alamayan gönüllerimiz iflas etti Elmasla taçlanacak yüreklerimiz kömüre dönüştü Kanadı kırık sevdalarımız umudunu kaybetti Özlemler artık gönülleri yakmaktadır Ertelenmiş hayalleri İpe çekilmiş idealleri Âşina olduğumuz melalleri Aşk iklimine erdirmek için Gül’e çok muhtacız Dalları kırılmış, karanlıklara sarılmış Umutları yorulmuş, yollarına tuzaklar kurulmuş sevda iklimine Aşkı getirmeye mecbur ve de mahkûmuz Çünkü Gül yüzlü Nebi bizlere bakmaktadır Gül Hakkın nefesi Kâinatın bestesi İlahi vahyin sesi En güzel ahlâk âbidesidir… Gül En anlamlı mesaj Gönülleri mest eden mektup Yüreklere nakış nakış işlenen ayettir… Gül Mühürdür, imzadır Seherde gönüllere ılık bir esinti Yüzümüze konan tatlı bir tebessümdür… Gül Güzelliktir, coşkudur Gizemdir, sevinçtir Muştudur ve de aşktır… Gül Rengini şehitlerimizin kanından Kokusunu mübarek tenden aldığı için Çiçeklerin Sultanı olmuştur Efendimizi remz ettiği için güllere vurgunuz… Gül’ün sevdasına kapılanlar Kalplerinin hafî tepelerinde Ahfâ zirvelerinde sancak açmışlar Gülistanda açan güller hürmetiyle Şerifler, Seyyidler ve Sultanlar Sahabe ve tabiin yolunda nurlar saçmışlar Yunus Emre, Hacı Bektaşi Veli, Aziz Mahmud Hüdai Şeyh Hamid-i Veli himmetiyle Hulûsi kalpler Zerre dahi olsa şüphelerden kaçmışlar “Muhabbetten Muhammed oldu hâsıl Muhammedsiz muhabbetten ne hâsıl” sırrıyla Bu kutlu davanın gönül erleri Muhabbet tezgâhında sevgi alıp sevgi satmışlar Güllere vurgun bir sevda yolcusuyuz Kâinatın Solmayan Gül’ünün aşkına Gönlü Gülşen olanlara meftunuz… 24. 01. 2008 |