İki Sevişme Arası Ihlamur Ağacı
Sonsuz seherler istedim bütün ömrüm boyunca
Gülmedi yüzüm, ama hep sığındım yaradana Ve beni bir gün ıhlamur ağacımla tanıştırdı kader Aşılanınca o ağaca , ne gam kaldı ne keder... Bu ağaç ki toprak, bu ağaç ki su, bu ağaç ki ateş Toprağa, ateşe, suya ve Tanrıya aşık olan her kimse Bu ağaç ateş gibi yakar, su gibi söndürür yüreği, gelsin gölgesine... Başını dik tutup sağ duyusunu kaybetmek istemeyen her kimse Bu ağaç bu koku efsunluyor insanı gelsin gölgesine Kolay değil anılardan arınıp yaşamak Kolay değil kendini tekrarlamak, yeniden doğmak Anılardan arınıp, yeniden doğmak isteyen her kimse Bu ağaç bu koku unutturur acı anıları gelsin gölgesine... Ben bu ağaçla çiçeklendim, ben bu ağaçla yeşerdim Yağmurları uslandırıp göğü kucakladım bu ağaçla Tapmak, tapınmak değil ona olan sevgim haşa Yaşamak uzun bir yolsa eğer "İki sevişme arası" olmamalı Başka yollar aramalı geçmek için Yağmurları uslandırıp göğü kucaklamak isteyen her kimse Bu ağaç iki sevişme arası değil, gelsin gölgesine.... Yerkürenin sınırları içinde umuda hep yer var Seninde tarlanda ilk hasat umut olsun gerisi kolay Güneşin oğulları kızları hep burada doğdular Düş değil bu eğer yürekten istersen Bir kıvılcım eşliğinde güneşe gömülmek isteyen her kimse Bu ağaç umut, bu ağaç güneş, gelsin gölgesine... "Budur benim payıma düşen" deyip çekilmektense bir kenara Hayatı bir cennet meyvası tadında yaşa Ellerini, gözlerini bahçene dik ama bakmak için değil Bir tohum dik bahçene, yaşlı gözlerinden, ürkek ellerinden Emin ol ki önce yeşerecek sonra çiçekler açacak yüreğin Gözlerini, ellerini bahçesine ekmek isteyen her kimse İşin sırrı bu ağaçta beyaz aynalara konuk olmadan gelsin gölgesine... Şiir ve Yorum Mehmet Fikret ÜNALAN |