yere düşen zeytinin kaderidir kararmakaz kaldı bende herşeyden herşeyden çok az tahammülüm yok yitirmelere gri deltalarda gel gitlere alameti hayırsız başı bitirmelere kürek mahkumunun prangası gibi ayağıma dolanır yaşamak her sabah bir sona başlamak elimde kör kibrit gölgesi ümit bir ümit gölgesiyim kendimin kefiliyim bu açmaz kıyılmış belirti kelimesi kısılmış ağzı yakılmış hangi ilkin bitmez çetrefilindeyim ben acının içildiği sunak his yara çile toynak ne rezil yumak gözüm güneşin battığı yerde mısranın sonundaki noktada o noktada bu bir çıkmaz korkunun gözlerini sevmek ölümün muvakkitanesini şaşırtmıyor "yere düşen zeytinin kaderidir kararmak" |