AKŞAM GÜNEŞİ
Eski arabanın ,köhne teybinde takılı kalan,
Bakışlarımı boşluğa daldıran, O şarkı şimdi çalan… Otuzlarında Orhan Baba, “Akşam güneşi… Ne olur,ne olur dön bana…” Belen sırtlarından Çukurova’ya süzülen , Uçmuş gönlüm. Mezgit rampalarında Bir kamyon şoförünün Çoktan sönmüş sigarasının Küllerinde gizli gönlüm. “Akşam güneşi.. Ne olur,ne olur dön bana…” Vuslata ermeyecek Aşkını bekleyen bir kızın Bakışları ardındaki Kınalı gönlüm, Annenin feryadındaki Hasretlerin çığlığında Nasibi olmayan ümitlerin Çöke kaldığı karanlıktaki Kan ağlayan gönlüm. “Akşam güneşi.. Ne olur,ne olur dön bana…” Göz yaşının sevabında, Islanan dudakların telaşında Aciz bakışlarda Nöbet tutan gönlüm Eskimiş kaldırımların Üstünde sayılan adımlarında Yorgun , Ölüme komşu gönlüm “Akşam güneşi.. Ne olur,ne olur dön bana…” |