O bir çocuktu
O bir çocuktu.
Dedesinin adını koymuşlardı adını. Hep toz toprak içinde büyüdü, Ve fakirlik yokluk içindeyken tanıdı anasını. O ufacık tefecikti. Ürkekti… O hep boynu bükük büyüdü. Bir gün olsun sıcak bir el, okşamadı saçlarını. O, bir çocuktu. Toz toprak içinde büyümüş Önce ilkokul sonra ortaokullu olmuştu sonunda. İdare lambası önünde ders çalışarak. Kalp aşkı yenice hissedip çarpmaya başlamıştı, Buluğ çağına geldiğinde, Okula giderken. Sevdi sevmek nedir bilmeden. Ve tükrükleyip yağlar, tarar olmuştu saçlarını. O, bir çocuktu. Küçücüktü onun kalem tutan elleri. Ablaları kaplardı, onun kullandığı defterleri. Amma bir göreceksin, Sekiz kardeşe kucak açardı, yeşillik içindeki evleri. Yaz gelir, teyinlerle (sincaplarla) oynardı, Serçeleri avlardı, Ve akreplerden zehir çıkartmakla geçerdi onun tatil günleri. O, bir çocuktu. Şefkatten yoksun büyürken tanıdı işleri. Bir elinde, çükur, Bir elinde, orakla büyüdü. Kara dut ceviz satarak aldı, okul defterlerini. Bazen dövülerek yaptı, bazen de sevilerek yaptı bahçelerindeki işleri. Amma bu çocuk hiçbir zaman bu ağırmış demedi, Tazecik sırtında taşıdı o, en ağır yükleri. Çükür salladı. Toprak belledi. Evlek çekti fide dikti yoruldum demedi Böyle geçti, onun çocukluk günleri. O, bir çocuktu. Yokluk sefalet içinde büyüdü.. Yaz günlerinde çalışarak okullar okudu okulları. Ve sevmeyi öğrendi, sevilmeyi öğrendi gördüklerinden. Ve bir gün, o da sevdi, Sonra o, ihaneti tanıdı fakirliği yüzünden. Ve kaderine kahretti, Yaralı kalbiyle çoğu zaman, yaşlar akıttı gözlerinden. Ve dert buldu küstü hayata. Çok çekti, çok./ o zavallı bulduğu derdinden. Ahmet Yüksel Şanlı er 27 Nisan 2014 Antalya. |
Kutlarım kaleminizi.
Sağlıcakla kalınız...