Mecburiyet Caddesinde
Bir sevda yeli var,
Şu başımda eser durur. Yatağımda uykularım bölünür yar, Sağa,sola döner dururum, Ne çare uykum kaçar... Çıkarım caddeye, Cadde durur ben yorulurum. Kilise çanlarında yankılar, Umutlarım uçmuş,diyar diyar Hayasızca geçer gider yıllar, Şu mecburiyet caddesinde. Ellerim başımda, Saatler hüzünlerimde durmuş, Zaman ilerlemez bir türlü, Gökkubbe çoktan kudurmuş, Bardaktan boşanır gibi bir yağmur, Ben sırılsıklam olurum, Karanlığın içinde kaybolurum, Hiçbir yol çıkmaz sana; Şu mecburiyet caddesinde. Yüreğimde bir sızı, İçim dışım ıslanır, Eğersiz bir at gibi, Başıboş dolaşırım; Şu mecburiyet caddesinde. Esiri olmuşum kara sevdanın, Özlemlerim yatar ara yerlerde, Kelepçeleri bileklerimde, Kahrı çekilmiyor be güzelim, Bu kahpe dünyanın. Zamanın ardında kalmayı, İç çekerek ağlamayı, Çok iyi bilirim; Şu mecburiyet caddesinde. Sevgiliyi umutsuzca beklemek, İçindeki düğümleri çözememek, Sesin kısılsa da ismini haykırmak, Ama sesini hiç duyuramamak, Her iç çekişlerde, Mazgal deliklerine aldırmadan, Yağmurun altında yürümek, İnan yoruyor beni... Ürpermemek,titrememek Eldemi be güzelim, Bütün kapılar yüzüne kitlenmiş, Caddeye hüznün çökmüş, Kalmamış umuttan bir eser, Zaman avuçlarımdan kayıp gider, Şu mecburiyet caddesinde. Karanlıkta boşluğa dalar gözlerim, Bir melodi eşliğinde, Rüzgar kulağıma şarkımızı fısıldar, Bir bedende tek kurşunla vurulduk, Vurulmadık mı ha? Yalan mı be güzelim; Şu mecburiyet caddesinde. Gözlerimde artık solar gece, Acılar taşar yüreğimden, İsmin dilimde,hece hece Bir yanımda alev, Diğer yanımda hasretin biter, İdam sehpası ipin ucu ümitlerim, Gönlüm ağır cezada bugün, Gözyaşlarım bana yeter, Şu mecburiyet caddesinde. |