kelepçe özlemi
önce
şöyle bir boylu boyunca tahammür eden iştahımızla ve ağız tadıyla bir güzel suç işlesek bir güzel günah işlesek sonra suçumuzu günahımızı onurla gururla bu bizim meziyetimiz bu bizim ibadetimiz diye oracıkta savunsak aşkı linç etmeye gelenlere karşı sonra birbirine kenetlenmiş ellerimizle bileklerimize taksalar kelepçeyi sonra atsalar zindanın en kuytu köşesine kelepçeli kollarımızla sarılsak birbirimize 37 derece vücud ısımız ziyan olmasın diye daha çok daha çok sımsıkı sarılsak iki beden bir ruh olsak sonra unutsalar bizi kör karınlığın içinde hasretimiz dolunay gecelerine hasretimiz gün doğumuna yalnızca sonra bizi zindana atanların torunları -şimdilerde moda ya- bir avm inşaatının hafriyat çalışmaları sırasında çürümemiş ölü bedenlerimizi zindan yıkıntısının arasında bulsa sonra aşkımıza hürmeten ve halimize merhameten paslı kelepçemizi çözmeden kucak kucağa aynı mezara yatırsalar bizi sonra yedi iklim dört köşede dillerde destan olsa ölümsüz aşkımız mahşere kadar mahşere kadar mahşere kadar muhakemeyi kübrada ibra ile deseler ki mekânınız cennet sen de desen ki biz cennet hakkımızı dünyada kullandık turhan şahin |