Kubur
ellerim kırılaydı
beyazlara kundaklanmış karanlığa boğdum dünyayı sokak lambaları yok manolyanın yapraklarında ay ışığı da karanlığa boğdum dünyayı toprak küredim üstüne araba farları deler geçer mi karanlığı köşebaşlarında ya yıldızlar deler geçer mi toprağı sayılır mı teker teker gözkapaklarında ellerim kırılaydı bin fidan diktim salkım saçak- dal budak mı şimdi bir de karanlığa gömdüm dünyayı boylanacak çiçekler açacak mı şimdi düşünceli yürüyorum uyuşuk dünya geldi geçti gözümün önünden yüzüme su çaldım bir avuç taşa oturdum oturma değil çöktüm kaldım kör yılan süzüldü ağaç köklerinden daldı karanlığa zaman durdu kalçam buz-ayağım kramp sayım-suyum boşluk içinde boşluk hışırdayan dalların arasından yıldızları sayıyorum bugün karanlığa gömdüm dünyayı inanamıyorum. |