O ESKİ HATIRA
sokaklarda anası ağlar akşamcı çocuklar
yine evde kapı pencere kırmışlar bir inat uğruna ölüme merak etmişler dost fukarası zaman aşımı zulümler köşke belki değer hayalet lisanlar kusmuş nefreti nefret değilse de sebebi susamış kanlı vurulan ellerde oturmuş ahın vahın kaç yazar senaryosu bel bağlanmaz kadını kızı hep aynı ayağı salmış ortalık yere deli eder fikri bucağı yosun bağlamış çilekeş sevdalısı karındaşı sormuş bu sabah nereli olsa da düşünce açılır gözde feri uçurtma mesela sevince gökler açılır içinde neyi var nesi yoksa dökülür içindekiler ön söz gelmiş geçecekse haylaz olur kirli sandıkta uyuttuğu zamanda asılır boğazına keşke denen o eski budala yorgun ölür düşünde uyuttuğu o yaşama bir daha uyur uyanır sevdiği o eski hatırada |