bilgelerin önünde
yıkıp tüm tabuları
tinsel köprülerden geçerim


rüzgarın ritminde
suların ılık ezgisi coşar
narsizmin
atlıları şahlanır içimde
coğrafyalar kuşatarak
yıldızların ülkesinde
övünçle yıkarım saçlarımı

ellerimde gece
mistik bir aynaya dönüşür
yakamozların yatağında seyrederim
okyanuslara kumsal yüzümü

ötede Neron
devrik bir siluet olur
tarihin paranoyasında
ardımdan
içli bir salınım gibi bakar

ussal törenlerle
akasya ağaçlarına tutunur
zamanın ötesine geçerim


çağlarda kızıl döngüler
kısrak başı izdüşümlerde
umuda koşanların devinimi


şövalyeler adasından
göğe yükselen
kutsal tütsülerle çoğalır
akar sınırlara
saçlarımdan yıldızların suyu
medeniyetlerin izini sürer
yenir bir isimle kutsanırım
adım...
benlik avcısı...