Vay halime
Sabah pencereden sızan ışık
Aydınlatır geceden kalma odanı. İçinden karartmak gelir gündüzü Bir şarap şişesi daha vurursun duvara. Lanet edersin yaşadığın hayata. Nefret edersin insanlardan, kendinden. Pişmanlık duyarsın yapacak olduklarından. Kaybolmak istersin karanlıkta. Unutulmak, hatırlanmamak bir daha. Müptela şarkılar kulaklarında Elinden düşmeyen bir duble ya da. Karanlığı dilersin daima. Gündüzden uzak bir hayata; Yirmibir mart, Antartika Yirmibir eylül, Norveç mesela. Vakit dün ile yarının arasında. Dün, birlikteydin. Yarın, ayrılıyorsun. Ölüm bile hafif kalır yanında. Bin hançer keskinliğinde kalbindeki yara. Masanda ki şarap şişesine anlat derdini. Elin tutarken yaz şiirlerini. Bir ömür var yazacak, yazılacak. Kaç defa yelken alacak, Kaç deniz daha görecek bu gemi. Kaç kez unutup, unutulacak. Kaç kez hatırlanıp, pişman olunacak. Kaç, arkana bakmadan kaç aydınlıktan. Yakalarsa, vay halime. |