Otuz iki düşüm var
-vakit bir ,mekan bir ,düş bir
akit bir, acı bir, gülüş bir - ölü gecelerin diri düşleri ayakta tutar cismimi medeniyetin ! iri dişleri yutar ruhumu dahi ismimi... ey satıcı! ucuz pazar tezgahına koydun halis ipekten gülüşlerimi... rehvan giden küheylan yelesinde ellerim döküldü bahçesinde kızarmış asude güllerim ver! umudumu, liyakatimi, hem basiretimi ver! ç/aldıklarını esmer gecenin şuhunda kopardın aslından, kırdın, döktün has niyetimi ne bıraktın asalet adına doğradığın ruhumda ? kaldır koyduğun kotayı önce süt düşlerin kanattı yaramı sonra kesici düşlerin izini gördüm yanağımda azıttın iyice azı düşlerinle gölgeler üstü gölgenle geldin... azar azar yedin mazimi, bekamı doyurmadı seni cebirin hiç bir rakamı otuz iki düşünle saldırdın; bedenime toprağıma yirmilik düşümü kırdın; düşürerek ağına çürük düşlerim kokar; her biri yersiz yerinde kırık otuz iki düşümle gülüyorum halime sırrım aşina,ömrüm boşuna, bakın hele işime! anlatsam yazmaz, yetmez lügatte kelime ey yarenler,son kalan dişini düşürdüm düşüme! medeniyetinmiş meğer o Asım’ın hasmıymış bana hısım olan... ah ! düşlerim,bir ağızdan döküldük kırk boğumlu, boğazdan geçerek... |