Mahzunî Baba'ya
duydum yokluğunu
doldu gözlerim zor seçtim yeri yurdu bu el benim değil sanki ağabey sazıma uzanan senin elin sanadır hissiyatım sana niyet telleri düzenledim yitik çok zor yitik dostsa yüreğine yitik onun bilmeyip senin bildiğinse koca bir dağdır sevgi çiçekleri ağaçları suları seher yellerini gizleyen acın dağladı yüreğimi seninleyim yalnızım daha da yokluğunda kiminle paylaşayım gereksiz bir sorgulama dedim mızrap savruldu tellerde bir sen bende bir sazım sende Şerif baba her yanım öfke isyan ah beni bir duysan ’uyku tembel niyetidir aç gözünü hayat nedir gittiğin yol çok kötüdür cay uyan etme uyan’ sessizlik zamanıdır demezdin şimdi duyamazsın sustun sanılır öyle ya cümle alem bilir duyuyorlar seni ’ateş düşmüş döşeğine sen gene uyursun gene elini vicdan üstüne koy uyan’ bir ömür bir direnç bir isyan ki yiğitlerin isyanı bir insan ki yiğitlerin insanı gönüllerdesin mayıs 2002 İstanbul |
o duyamasada biz hep
dünyanın düzenini onun sesinden duyacağız
eskimeyen sözleriyle
yüreğinize sağlık