(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ATATÜRKÜN YURDUNDA şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ATATÜRKÜN YURDUNDA şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
İster sağcı, ister solcu, yada mukaddesatçı veya liberal olsun; mademki bu topraklar üzerinde yaşıyorlar, her türlü nimetlerinden yararlanılıyor, insaf izan ve vicdan sahibi olmalı insan. Kendisine bu olanakların nasıl, ne zaman, kimler tarafından kazandırıldığını düşünmesi lazım. Gerçek bir mümin ve sahih inançlı insan, bütün bunların kendisine CUMHURİYET rejimiyle sağlandığını, kanları ve canları pahasına öncülüğünü de ATATÜRK ve arkadaşlarının yaptığını bilir. Bu gerçeği görüp bildikleri halde, her günün yirmi dört saatinde, CUMHURİYETİN laik rejiminin aleyhinde konuşarak onu yıkıp yok etmeğe çalışanlar hiç kuşkusuz bu ülkeye ihanet edenlerdir. Bunlar kardeşliklerden, özgürlüklerden, demokrasiden bahsetmeleri asla gerçekçi değildir; bu söylemlerle eğitimsiz bırakıp cehalete mahkum ettikleri zavallıları kandırırlar ancak. Nitekim edindikleri ve dayandıkları yandaş gruplar da zaten bunlardan ibaret.
Bunların dayandığı, güvendiği insan değil miydi Hikmet yar ın dizinin dibine oturup ondan talkım alan; "Demokrasi bizim amacımız değil, aracımızdır, atlama tahtamızdır" "Biz bu yargıya güvenmiyoruz, çünkü elimizi kolumuzu bağlıyor, biz gerçek yargıyı, adil hak - hukuk düzenini getireceğiz" demişlerdi de; tavşanlar bile kahkahalarla gülmüştü bu iki yüzlülüklerine, gerçek olmayan aldatıcı sözlerine. Getirdiler sonunda kendi yargılarını adalet anlayışlarını yansıtan sözde hukuk kurallarını. Ancak bu silahı ellerine alır almaz kendilerini de vurdular. yeniden bağırdılar, vaveylaları bastılar "yanılmışız, bizlerden daha etkili paralel bir güç varmış, kökü dışarda çeteleri içerde, ülke ordularına, halkına kumpas kurmuş bunlar. İnlerine girip bertaraf edeceğiz... mahvedeceğiz onları" tehditlerini savurmaya başladılar. Oysa ortaklarıydı, "Paralel devlet" dedikleri güç, kendilerini iktidar yapan muktedir ve mümin mütefekkirler olduğunu söyledikleri güçler. Bütün bu acı olaylar, yaşanan dramlar, LAİK TÜRKİYE CUMHURİYETİN DE yaşanıyordu. Onca okuyup yetişmiş aydın hakimi, avukatı, doktoru, mühendisi, profesörü, öğretmeni, ekonomisti, siyaset arenasında pehlivanlar gibi peşrev çeken, nara atan siyasi kadroları ve 550 millet vekilli parlamentosu da olan güzel ülkem canım TÜRKİYEM de. Maşallah, hepsinin tıkırı yerinde, tuzları kuru, rahatları, huzurları, keyifleri gıcır. Yarınların bambaşka oluşumlara gebe olduğundan bihaberler. Bakın şimdi bana dönüp, "Pek ne biliyorsun sen söyle de öğrenelim" diye bir sosu sorup cin fikirliliklerini ortaya koyarlarsa, ona da şaşırmayalım sevgili yurtseverler. Ve hiç unutmayalım ki, akıl tutulmasına uğramış bir hayli de bakar görmezlerimiz; kerametleri kendilerinden menkul akil insanlarımız var.
Evet sevgili toprağım, senin de harikulade güzel şiirin de belirttiğin gerçekler gibi, işte halimiz pür melalimiz meydan da. Güzelim Laik CUMHURİYET REJİMİMİZİ uçurumun kenarına bırakmışlar. Acılar içinde çırpınıp "İMDAT!..." diyor ve gerçek sahiplerinin ortaya çıkıp, onu o uçurumdan almasını ve tehlikeyi yaratanlardan hesap sorulmasını istiyor. Sevgilerimle selamlayıp içtenliklerimle kutluyorum seni. Kemal Polat
Bu gerçeği görüp bildikleri halde, her günün yirmi dört saatinde, CUMHURİYETİN laik rejiminin aleyhinde konuşarak onu yıkıp yok etmeğe çalışanlar hiç kuşkusuz bu ülkeye ihanet edenlerdir. Bunlar kardeşliklerden, özgürlüklerden, demokrasiden bahsetmeleri asla gerçekçi değildir; bu söylemlerle eğitimsiz bırakıp cehalete mahkum ettikleri zavallıları kandırırlar ancak. Nitekim edindikleri ve dayandıkları yandaş gruplar da zaten bunlardan ibaret.
Bunların dayandığı, güvendiği insan değil miydi Hikmet yar ın dizinin dibine oturup ondan talkım alan; "Demokrasi bizim amacımız değil, aracımızdır, atlama tahtamızdır" "Biz bu yargıya güvenmiyoruz, çünkü elimizi kolumuzu bağlıyor, biz gerçek yargıyı, adil hak - hukuk düzenini getireceğiz" demişlerdi de; tavşanlar bile kahkahalarla gülmüştü bu iki yüzlülüklerine, gerçek olmayan aldatıcı sözlerine.
Getirdiler sonunda kendi yargılarını adalet anlayışlarını yansıtan sözde hukuk kurallarını. Ancak bu silahı ellerine alır almaz kendilerini de vurdular. yeniden bağırdılar, vaveylaları bastılar "yanılmışız, bizlerden daha etkili paralel bir güç varmış, kökü dışarda çeteleri içerde, ülke ordularına, halkına kumpas kurmuş bunlar. İnlerine girip bertaraf edeceğiz... mahvedeceğiz onları" tehditlerini savurmaya başladılar. Oysa ortaklarıydı, "Paralel devlet" dedikleri güç, kendilerini iktidar yapan muktedir ve mümin mütefekkirler olduğunu söyledikleri güçler.
Bütün bu acı olaylar, yaşanan dramlar, LAİK TÜRKİYE CUMHURİYETİN DE yaşanıyordu. Onca okuyup yetişmiş aydın hakimi, avukatı, doktoru, mühendisi, profesörü, öğretmeni, ekonomisti, siyaset arenasında pehlivanlar gibi peşrev çeken, nara atan siyasi kadroları ve 550 millet vekilli parlamentosu da olan güzel ülkem canım TÜRKİYEM de. Maşallah, hepsinin tıkırı yerinde, tuzları kuru, rahatları, huzurları, keyifleri gıcır. Yarınların bambaşka oluşumlara gebe olduğundan bihaberler.
Bakın şimdi bana dönüp, "Pek ne biliyorsun sen söyle de öğrenelim" diye bir sosu sorup cin fikirliliklerini ortaya koyarlarsa, ona da şaşırmayalım sevgili yurtseverler. Ve hiç unutmayalım ki, akıl tutulmasına uğramış bir hayli de bakar görmezlerimiz; kerametleri kendilerinden menkul akil insanlarımız var.
Evet sevgili toprağım, senin de harikulade güzel şiirin de belirttiğin gerçekler gibi, işte halimiz pür melalimiz meydan da. Güzelim Laik CUMHURİYET REJİMİMİZİ uçurumun kenarına bırakmışlar. Acılar içinde çırpınıp "İMDAT!..." diyor ve gerçek sahiplerinin ortaya çıkıp, onu o uçurumdan almasını ve tehlikeyi yaratanlardan hesap sorulmasını istiyor. Sevgilerimle selamlayıp içtenliklerimle kutluyorum seni.
Kemal Polat