Gidersen Ansızın...
Gidersen ansızın şakıyan dilim olur lal,
Geçmez bir ömür boyu devam eder bendeki bu hal. Özleminle yanıp tutuşuyor sana sevdalı bu gönlüm, Ama beni sana getiren atımın ayaklarında yok nal. Gidersen ansızın gören herkes halime acır, Aşkını sevdanı konuk eden sana meftun bu gönlüm sancır. Yaşamaya veda ederim ister istemez, Taklılır ayaklarıma parangalar boynuma da paslı zincir. Gidersen ansızın sahursuz tutarım firak oruçlarını, Konuk ederim yufka gönlümde ben gibi sevda mağdurlarını. Aşkın illerinde muhacir olurum, Dost edinirim yüreğimde sevdanın envai türlü narlarını. Gidersen ansızın sararıp solar benzim betim, Ben yaşadıkça olurum analı babalı yetim. Sana giden yollarda menzil murad almadığım için, Daha yaşarken çürümeye yüz tutar kemiğim etim. Gidersen ansızın lokmalar boğazımda düğümlenir, Aşkın ile yanan bağrım lisanı hal ile dillenir. Aşkın mangalında sönmekte olan küllenmiş sevda ateşim, Savurur dumanını göklere tekrar bir acayip alevlenir. Gidersen ansızın kulluk görevimi yapamam huşuyla, Günde beş kez abdest alırım visal özlemlerinin buz gibi suyuyla. Ferhat misali delerim aşk ve şevkle yalçın dağları, Şirin’i aratmayan sevdalıma bir an önce kavuşma umuduyla. Gidersen ansızın baykuşlar tüner gönül bahçeme, Hiçbir sevdalı gelmez artık, haretleri gideren çeşmeme. İyileşmekte olan gönül yaralarım, tekrar müzminleşir, Acımasız zalim felek atın nallar dolu dizgin düşer yaz kış peşime. Gidersen ansızın hazan gelmeden yaprak döker güllerim, Sus pus olur şakımaz artık, güle sevdalı bülbüllerim. Kesik uclu kalemim bile yaza yaza bitiremez, Aşkına ve sevdana giden yollarda yaşadığım envai türlü züllerim. 21/Ocak/2014 |