yokluğunda
yokluğunda,
denizler durulmaz ayak bastığım kıyılarda, ay küser bana yakamozlar birer hayal, karşı koylardan ışıklar, onlar bile varmaz beni kıyıma, ansızın deniz çekip gider ayaklarımın altından, kum taneleri ve ben sadece kalan, yokluğunda, gelmez olur dağlarıma bahar, sapsarı kesilir dünyam, yeşillenmesi gerekirken inadına, çiçek açmaz ağaçlarım, aksine yaprak döker, güz sanarda senin yokluğunu, yokluğunda, küçük bir çocuk gelir aklıma, elleri yumuk gözleri mahmur bir çocuk, tenine ten değmemiş henüz, insanlardan uzak tertemiz , sen gibi bakar bana, her defasında ilk defa görürmüşcesine, yokluğunda, göç etmez göçmen kuşlar, kanadı kırık artık her birinin, ki bilirsin buralarda yapamacaklarını, soğuktur benim iklimim senin yokluğunda, garda meçhule giden bir tren gibi, nereye gideceğini bilmeden, ya da nereye varacağını bilmeden, yol alır yüreğim , yokluğunda, yer,yön,zaman , hepsi bir hiçliğin temsili sana demiyorum şair gibi, ’varlığıma varlığımı düğümle’ diye sadece yokluğunda yokluğumu azad et sevgili... |