Süt/unlu mermer beyaz bir cadde açılmışçasına karbeyaz ve siyah; simsiyah gece gibi karanlık bir masanın üstüne uzanmıştı kolları ne kadar uzun, o kadar hüzün nasıl bakışırsa yıldızlar öyle güzel düşlere dalgın, ıssız zamanlarda bakışmıştık ışığında gözlerinin katışıksız içinde sonsuzun, aşkla uzayıp giden hâlâ bakışırız...
Siz bilmezsiniz onu; ne sütü ne unu nereden bileceksinizki, o gün orada siz yoktunuz zerafet tanrıçası ve ben, yalnızca ikimiz vardık sütü unla, unu sütle, sütunları ikimiz kardık cella`sındaymışçasına bir tapınağın, karşımda kült heykeli aşkın en uç noktalarındaydık; ölümsüzlüğe geçiş yaşadığımız her an bir ömre bedeldi hüzmesi gönülden göze inen suskunluğumuzun fotonları gözbebeklerimizi deldi...
Bilmezsiniz orada unun sütle yoğrulduğunu aşkla ezilip yüreğimin, özlemle hamur olduğunu aktıkça sevgiyle gönül içre aktı zaman gözlerde çiçeklenen hülyâlarla gönülden gönüle nektar bıraktı zaman korkarım, dokunsaydı bana o an yapışır kalırdı tenimde, kelebek gibi bala konan aşkın ölümsüzlüğünde intihar etmek nedirki; zordur anlamak bazı şeyleri yaşamadan...
İşte o zerafet tanrıçasıydı en bakir umutlarımı bekâretinde saklayan yaşımı doğduğum yılla değil gözlerinin ışığında mutlulukla hesaplayan ben onun yüzünden aşka inandım zorla değil hiçbirşey, aşkına gönüllü kutsandım ne zaman çıkıp gittiyse o kapıdan ruhum bedenden uçtu sandım; oydu bana aşktan başka herşeyi yasaklayan...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ZERAFET TANRIÇASI VE AŞKLA KUTSANIŞ şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ZERAFET TANRIÇASI VE AŞKLA KUTSANIŞ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
İşte o zerafet tanrıçasıydı en bakir umutlarımı bekâretinde saklayan yaşımı doğduğum yılla değil gözlerinin ışığında mutlulukla hesaplayan ben onun yüzünden aşka inandım zorla değil hiçbirşey, aşkına gönüllü kutsandım ne zaman çıkıp gittiyse o kapıdan ruhum bedenden uçtu sandım; oydu bana aşktan başka herşeyi yasaklayan...
Bilmezsiniz orada unun sütle yoğrulduğunu aşkla ezilip yüreğimin, özlemle hamur olduğunu aktıkça sevgiyle gönül içre aktı zaman gözlerde çiçeklenen hülyâlarla gönülden gönüle nektar bıraktı zaman korkarım, dokunsaydı bana o an yapışır kalırdı tenimde, kelebek gibi bala konan aşkın ölümsüzlüğünde intihar etmek nedirki; zordur anlamak bazı şeyleri yaşamadan...
İşte o zerafet tanrıçasıydı en bakir umutlarımı bekâretinde saklayan yaşımı doğduğum yılla değil gözlerinin ışığında mutlulukla hesaplayan ben onun yüzünden aşka inandım zorla değil hiçbirşey, aşkına gönüllü kutsandım ne zaman çıkıp gittiyse o kapıdan ruhum bedenden uçtu sandım; oydu bana aşktan başka herşeyi yasaklayan...
Şaban AKTAŞ 15.12.2009
Okunası şiirdi üstad k u t l u y o r u m Yüreğine kalemine sağlık,Kalemin var olsun __________________________________Saygılar
İşte o zerafet tanrıçasıydı
en bakir umutlarımı bekâretinde saklayan
yaşımı doğduğum yılla değil
gözlerinin ışığında mutlulukla hesaplayan
ben onun yüzünden aşka inandım
zorla değil hiçbirşey, aşkına gönüllü kutsandım
ne zaman çıkıp gittiyse o kapıdan
ruhum bedenden uçtu sandım;
oydu bana aşktan başka herşeyi yasaklayan...
aşk yasağı baki, ondan başkasına..