BANA SOR...
Bana sorsana ayrılığı.
Uçsuz bucaksız bir şehirde, Bilmeden hiç bir puştluğu, Dimdik ayakta durmayı bana sor. Temiz kal derdi babam, Baba yüreğini yakmayı, Kirlenmişliği bana sor. Üç kuruşa binbir yalanla satılanların hayatını bana sor. Çıkarı uğruna dost satanları, Laf olsun diye adam olanları, Perdenin arkasındaki pazarlıkları, Bana sor anlatayım sana. Uçsuz bucaksız bir şehirde, Kaybettim umutlarımı. Kalabalıklar öğretti bana yalnızlığı. Bıktırdı cambazların ayak oyunları. Her yüzün gerçek olmadığını, Maskenin kişiliği gizlediğini bu şehir öğretti bana. Bu şehirde satıldı yarınlarım. Ben ki bu şehrin bütün sokaklarını arşınlamışım. Açılmadık kapı bırakmamışım. Dost bilmiş sırtımı yaslamışım. Sırtımdan vurmuş alınmamışım. Şimdi dokunsalar volkanlar gibi patlar ateş salarım etrafa. Kötülerin yanında iyileride yakarim. Karıncayı bile incitmedim ben. Ama seni şah damarından yakalarım. En zayıf yerinden yaralarım. Savaş açarım gözlerine. Seni tanıdığım bu şehri başına yıkarım. Dokunma bana. Dokunursan ağlarım... Ağlarsam bu şehri gözyaşlarımda boğarım... |
Baba yüreğini yakmayı,
Kirlenmişliği bana sor.
...
Dokunma bana.
Dokunursan ağlarım...
Ağlarsam bu şehri gözyaşlarımda boğarım...
"yüreğinize sağlık tebrik ediyorum kaleminizi,saygılarımla"