YAKAMOZNasıl bir kadın bu? Heykeli bile toz oldu Venüs’ün, Kalbi dayanmıyor hiçbir adamın, Aşka yansıyor sanki yüzün, Teninin şavkını ay kıskanıyor. Yok oluyorken, geride kalan hüzün, İnsanın canı hiçbir şey istemiyor. Fakat kanında dolanan şehvet, Sadece suyu değil, yürekleri yakıyor. Alışkanlıklar sarmışken kadını, Ruhumdaki kış uzun sürüyor. Mavi ışıklı bir odada, Yalnızlık kol geziyor, Azrail gibi hiçliğin, Varlığın yıllanmış şarap gibi, İçince başımı döndürüyor, Ölümsüzlüğü bulduğun dudaklarından, İçmesem olmuyor, Seyrine doyamıyorum zamanın, Sen yanı başımdayken ama yokluğunda, Tadını bulamıyorum hayatın, Zevkin kamçılıyor bedenini, Zamansız yerlerde ayrılıyorum. Tam da sana gelirken, Sana varan yolları bulamıyorum. Ağız dolusu küfürler, Dökülüyor dudaklarından, Aklından nedir geçenler, Her şeyi öğretiyor zaman, Hapsetmişken ruhunu sessizliğinde, Gözlerin arkaya kayıyor, Oynuyor sanıyor güya kendince, Oysa yaptığı tek gerçek, Suyu dökülen kova taklidi, Halbuki anlaşılıyor halinden, Yatağında taşamadığı nehirler misali, Bunu bilen herkes özlüyor. Vazgeçilmezlerine alıyor seni, Senin umurunda bile değil, Olmazsa şart değil başkası olur, Açlığın sadece sevgiye, Huzurunda konuşulmaz ancak susulur, Yerini tutamaz hiçbir bakış, Taşıyamaz hiçbir beden güzelliğini, Çığlıklarını sessizliğe gömme, Bu senin oyununun hayat sahnesi, Oyna oynayabildiğin kadar, Yeter ki alma ruhumdan seni, Sana sunacağım mavi gökler var, Bulutlardan taç yaptım senin için, Biliyorum sonu gelmeyecek asla, Dalgalar gibi gidiş gelirlerin, Saklanacak gizeminin yakamozunda, Ben yakamozlarda seni izleyeceğim. Çaresiz, dermansız bırakan sevdanla… BAKİ EVKARALI |