SÜKÛT AZAT ETSİN
Birçok sır var bu ayrılığın öncesinde
Ve birçok sebep bu direniş içinde Yokluk telaşında, ruhum gölgeler pençesinde Bertaraf ömrüm, yıllarım, yıllarım yorgun Nice ümitler besledim, olur dediğim nice hayaller vardı Yarınlar umut doluydu, derken bir karanlık gelip beni sardı Ay geçmedi belki hafta hatırlamıyorum, bu yıkılış ne zamandı Karşılıksız sevgim, sevgim hep öksüz En çok rüyalarımda mutluydum en çok hayalimde Ya bir nehir kenarında idim ya bir çiçek bahçesinde Bir uyandım irkildim, baktım ruhum dert cehenneminde Kan ter içinde bedenim, yarınlar, yarınlar umutsuz Boğuldum hayatın çilesinden hep acıları kustum Her ne kadar içerledimse söylemedim kimselere sustum Varsın bu da böyle olsun haydi farz et ki unuttum Ya kalbim, kalbim buna nasıl dayanacak Ah be dünya ne vardı ki elimde ne alacaktın Benden aldığın derdi gelip de bana mı satacaktın Asırlardır döndün de dağın yamacın yıkılmaz mı sandın Dil susar da gönlüm, gönlüm de söyler elbet Bir gün yok olacağım kimse beni hatırlamayacak Kapanacak gözlerim derin bir uykuya dalacak Ölümden öte köy yok diyenler ne kapılar dolaşacak Diyemem çünkü ben de, ben de bilmiyorum Bir ömür daha tükendi karıştı sırlara Yaşanmış sevdalar mezar oldu mısralara Bu Mecnunun kalbi ibret olsun yarınlara Söz bitti sükût, sükût azat etsin. |