MAVİYE ÇALAN LACİVERDİN DERİNLERDEKİ DİNGİNLİĞİ
fiyonk üst dudağına
ve de kırmızı şarap taneninin bıraktığı, dilindeki buruk demir tadına, en kuytu köşesinde cildinin, gözeneklerine işlemiş nikotin kokusuna, sarı zerdali tüylerine ve de gözlerimin görüp görebileceği en irisinden; gözlerine kaptırıyorum kendimi, ve şu saatlerde gece ilerlemekte bilgisayaramın sağ alt köşesinde saat: 23:19 demekte yalan yok neyse aktarıyorum ve öylece yazıyorum. kalıcı olmak istiyorum kelimelerin refakatıyla aşkının yatalaklığıyla. senin huzuruna çıkınca huzur buluyorum ancak. kabir azabından kurtulup sur çalınmışçasına huzuru mahşerinde bekliyorum gözlerimi yumup sımsıkı sonra gevşetiyorum bir mavilik hasıl oluyor derinlerde laciverde yakın sen varsan yanımda. sen yoksan kırmızı oluyor nedense derinlerdeki renk yumdukça ürperip kendime geliyorum, ensemin yanmasından anlıyorum yalnızlığımın kızıl pişkinliğini. gözlerimi sımsıkı yumuyorum tekrar, bir kilise orgu solosu korku salıyor içime, sonra kalbime soruyorum beynimin rubik küpü durumunu, aha diyor kalbim çocuk oyuncağı sen başını ona yasla Prienne motifleri gibi Zeugma mozaikleri gibi Babannemin oyaları gibi işlemeli bu etamini sevdanın kasnağına. |