Bu masalar
doluy du bu masalar
her sandalyede bir sevgili bir dost şimdi gördüğün gece ve gündüzün yer değiştirmesi yani zaman denen şu kimine çok kimine yetmeyen susuz değirmen kalkıp gittiler kimseye kırılmadan gönüllere taht kurup hatta omuzlarda kimisi el üstünde yapraklarda dökülecek sadece rüzgarın esmesini bekliyor ağaç mı takıldı gözüne ona da bir balta vuracak çıkar zamanı dolmamış bir oduncu gidenler ne ilk nede sonuncu |