Terane 1
Boştan hoş
Hoştan koş Kalabalığı görünce Dizginsizce coş Kurgudaydı sıkıntısı Elbet, Kurgudan olacaktı yıkıntısı. Seçemezlik ilkesi Görece toplum ve halktı Törece tutkuya, bileşkesi. Kafasındaydı kurguları İkide bir oluşla bu tür vurguları İncir çekirdeğini doldurmaz Taşıyanını bile oldurmaz Boşları seçmiş Yeldeğirmenleriyle Kendisinden geçmiş Ahvali bulanıkla batak bahir Sanmakla kendisini tahir Böylece mendi darp edip Gölgeleriyle harp etti Bendeniz sanki Hırsızlıktan değil Aç olduğum için mahkumdum. Ne dikili sarımsağım Ne sayılı soğan Bir şey yapamıyorsam En iyisi mi, oynamak Kavramları anlamları Birini birine kattım Dedim “Şiir okudum hapis yattım!” Kendimden geçtim Ben bir heçtim Dediler, makamı rütbeyi seçtim Lazım ya oynamak Boy boy boylamak Yapılan ne anlamaydı? Ne zamanın ruhu olan işi bilmekti Ne uygarlığın yolu değilinden yol, yoldu “İmam hatipli oğlum katsayı kurbanı oldu!” Suyun tutumu mu? Huyun tutumu mu? Ateşle sınav Yanmamak demokrasi Memleket şart Lakin düşünceler kart Makamım makam Sorumluluktan tutulurken yakam Demokratik katılım ve kullanımmış Kamu malına zarardan Hiç yoktur alakam Sanırsın ne bir, ne de beştir cakam Demokrasi ışığı gençlik soldu Memleketse ağır abi teraneye boldu “Kızım türbanı yüzünden mağdur oldu!” Etrafa caka Bilgisizliği saka Kel alakadan faka Olmayanı rıfat Ne gerekti sıfat Yerli yersiz, terli tersiz Şöyle bir arzı endam ile salınmadı “Eşim türbanlı diye gataya alınmadı!” Bederine şefkat Hederine vayya Memleket gayya Sorumluluğu şemme sayya Baştaki öksürürse Ahalisi veremden kırılır Ayağının altını görmezde Rütbeyi şanla memleket hiçti “Geziciler, çapulcular camide içki içti!” Cami ihyasıyla kendisi Yalancıların efendisi Lafını sözünü çeviren Her nazıma der ki hükümeti deviren Yalan havadan ağır sokakta kürüklediler “Türbanlı bacımızı yerde sürüklediler!” Formatlının sözünü bellediği Saf ruhu okşamakla ellediği Boş ortamı curcuna ile sellediği Lafıyla sözüyle hiçten sıktı “Bunlar, camiyi ahır yapıp yıktı!” Yan gelip yatmağa alıştılar Şehitler gelince dalıştılar Penguen belgeseli yayınlanıyordu ya “Manşetlerle bizi yıkmağa çalıştılar!” Arkamızda Uludere, gezi ölüleri HSBC eylemli bölülerini Yargısız infazları, Reyhanlı’yı bıraksakta Korku imparatorluğunu yargıdan sağlıyoruz “Mısır ve Suriye’deki halk için ağlıyoruz!” Ne fırtınalar ne rüzgarlar ektik Heyhat ne gamdı Göz kendini görmezle tektik Biz yirmi sekiz şubat döneminde “Çok büyük acı ve sıkıntılar çektik!” Fikir zikir oluşla, bir bela Kendisi yunmuş yıkanmış sela Görmezi, duymazıyla her bela Nerede bir direniş olsa bende Toma, panzer, gaz hobisi de artıyor “Ülkede karışklığı faiz lobisi çıkartıyor!” At gözlüğüydü bir tarafı görüp Arap geleneğiyle bir tarafı görmemek Çorum’da, Sivas’ta riddede yaktılar Kerbela’da Sıffın’da baktılar Ne çıkardı söylenmekteydi ezber “Yavrullarımızın ayagına pranga taktılar!” 17.12.2013 Rıfat: Yücelik, mertebe, sıfat sahibi olmak. Kişinin kişi sıfatıyla değil, bireyin toplumsal yetkilenmeli sıfatıyla itibari olmasıdır. Doktorun eşi olmanız sizin ameliyathanede itibari olmanız değildir. Polisin eşi olmanız sokakta silah kuşanıp silah kullanmanız demek değildir. Yine yetkili bir asayişçinin eşi olmanız trafiği denetlemenizin, kimlikler sormanızın itibariliği değildir. Beder: Dış, Dışarı Şemme: az biraz, bir miktar koklamak ya da tatmak Mend: onarmak, tamir etmek, düzeltmek, düzelmek, iyileşmek Bahir: Deniz Tahir: temiz |