ALTIN ÇAĞIN AŞK YAŞLARI
Yılların boşluğuna akıp gitmiş hayatlar
Ne sen ne ben şu ömrü yaşadık sayamayız Bir kalpte yeşermeyen duygular da bayatlar Diyet mevsimindeyiz(!) sevsek de doyamayız!.. Ruhumu tartaklıyor cevapsız kalan soru; Sevgi yağmurlarında biz neden ıslanamdık? Hayat oyunlarının neydi bizimle zoru? Sarılmadık sevgiyle, bir omza yaslanmadık.. Gençlikte aşk dediğin, çarpıp geçen bir yel mi? Ki, sık sık tersten eser, sevenleri savurur İçgüdüsel coşkuyla sürükleyen bir sel mi? Boş kalplerin enkazı bir gün karaya vurur!... Tahsil,iş, sanat, konut..kariyerler aşk mıydı? Sahip olalım derken ömrümüzü satmışız Sevmeye engel olan bariyerler köşk müydü? Her birinde yıllarca uzanarak yatmışız!... Diriyken göz ferimiz, neden aşkı görmedik Şimdi beyaz bastonla(!) arayıp duruyoruz İçten sürgüsü olan bir gönüle girmedik Hala bu yaşta aşklı hayaller kuruyoruz... ................... VE ŞİMDİ... Semada göz kırpıyor yıldızın yıldızıma Yedek bir cemre indir(!) şu nazlanan bağıma Son defa sevme hakkı yazdır kader yazıma Vurulsun gerçek aşkın mührü altın çağıma!... Bilirim, gönlün engin,dumanlı başın kadar Son kafile olalım aşka göç etmek için Biriken özlemleri say bana yaşın kadar Haklısın yerden göğe..düşünme neden, niçin... Ey yollara düşmüş aşk, mola vermeden tez gel Sakın ha geri dönme, kendi kendini vurma Kalbinin menziline yıllar olmasın engel Son kez gülmeyi dene, diken üstünde durma!... Dinle bak ney sesini aşk kıvamı bu nefes Aşkın safiyeti bu, özde bütün mesele Seni de esir almış ördüğün altın kafes Kanat açamamışsın gerçek aşka visale... Elin tutsun elimi dökerken ecel teri Aşka dair şiirim isterse yarım kalsın Daldan düşen yaprağın dönüşü olmaz geri Ölüm meleği gelsin...gelsin canımı alsın!.. Bulem hatun, 15/12/2013,Antalya |
Sevebilme potansiyelini koruyor.
Ne çıkar aynalar gösterse viran aksimi...
Hanımefendi, öğrendiğimiz gibi sevdik belki mazide.
O yüzden durdu kalbin sesi sakıncalı piyade gibi kafesimizde.
Çok saygımla.