MEZAR ÂSÛDE VATAN
Bir şehrin anısını anlatır mezarlıklar.
Taşlarında yazılı kim bilir nice aşklar. Ağzı dili olsa da söylese dertlerini. Gariplerin otağı makberden tüter ahlar. Ehli bilir taşların o esrarlı halinden. Kimbilir hangi şair yazar gönül dilinden. Hatların zarafeti ayrı rûh inceliği, Süslenir tablo gibi sanatkarın elinden. Mechûl garîb âleme açılmış birer kapı. Kimisi yana yatmış, netâmeli bir yapı. Kimi kırık hüzünlü, silinmiş kimisi de , Bir hal tercümesi ki hepsi senetsiz tapu . Yuvası mı yıkılmış şurda yatan mevtânın.? Kimbilir derdi neydi şu sessizce yatanın, Halinin tercümânı bir avuç kara toprak. Serpilmiş üzerine boylu boyunca ânın Hangi rûh boyutunda ,bilmem mağrûr başları. Kurumuş, çökmüş gözler, Akmaz ki gözyaşları ıDökülmüş makberine uzanmış da yatıyor. Yay gibi çekiliyken o simsiyâh kaşları. Ey sükût ülkesinin garibân sâkinleri. Nerelere koydunuz , sizi yakan kinleri. Sanki dünya hayatı sürüp gider sandınız. Çâresizce el-mahkûm giydiniz kefenleri. Mezar kimilerine yemyeşil irem bağı. Kimine kara zindan kor ateştir yatağı. Sanki hüzzam bir şarkı okunur hazin hazîn, Sessizce dinler onlar uzatmış da ayağı Herkesin yolu düşen ahh şu âsûde vatan. Vizesi verildiyse sıkı mı onu tutan. Biner tahta atına hiç durmadan mahmuzlar. Varır meskûn mahalle boylu boyunca yatan. Sevim Çiçek Karadeniz 26/11/2013 Saat: 03:30 |
Bir kez sığazlamışsın yüzü apaktı canım
Mustafa islamoğlu
Söylenecek söz bulamıyorum
Tebrik ediyorum