Ağlatma, yüreği dağlayıp kanatma, kalbi olsana…Ey can Hangi halin Eşkâlinde nefeslensen Nefsin adına payelensen Heves Ve hevaya meyletsen Cehaletini gizleyip essen Takiye ederek nüfus edinsen Masum Gönülleri etkilesen Fırsat diyerek Varlık edinsen Nefsi tezkiyeyi reddetsen Veya Alalayıp Öyle geçinsen Hevesin için Maslahat gözetsen Sonra din adına Belamlık yapsan İlmi Siyaset adına Politik davransan Zaaflarının peşinden Sürüklensen, nefsini Her fırsatta tatmin etsen Onun için Her sınırı ihlal Ederek nefeslensen Hak ve hukuku göreceli Olarak hasretsen Onun dışında Bildiğini okuyup avunsan Dünya Hâkimiyetini Kurmak için kazınsan Hırsın ve hamasetin En sevdiği nefis olsan Nefsin müddetini hiç Umursamadan yaşasan Bir an Daralan nefesin Vaktine şahit olup Korku duysan Dünya olan Efkârı umumi yenle Kul olmaktan kurtulsan O ‘un Yerine Kendini koyduğunu Hiç anlamasan Nefsi ilahlığını Her fırsatta ilan Ettiğini unutsan Eline ne geçecek, Nefes bitecek, Ten çürüyecek, Toprak kabul etmeyecek Mustafa CİLASUN |
DOĞUŞTAN YALNIZ
İçimde alev söndüren yok
Bu yaşa kadar çok çektim çok
Anlatsam da derdimi anlayan yok
Doğuştan yalnız şimdi yalnız
Susadıkça gönlümde dereler çağlar
Deli gönül figan eder her zaman ağlar
Başkasını görmez, dertsiz sağlar
Doğuştan yalnız şimdi yalnız
Gök yüzünde yıldızlar bana uzak
Her adım başına kurulan tuzak
Elimden tutan olup, birde dursak
Doğuştan yalnız şimdi yalnız
Ararım ararım yoktur çaresi
İçimi yakan gönül paresi
Göç etsem dünyadan durak neresi
Doğuştan yalnız şimdi yalnız
Kapanmış yüzler, üzerinde perde
Düşüp bayılırım olduğum yerde
Hiç acıma kalmamış ne sende nede elde
Doğuştan yalnız şimdi yalnız
Sabahtan kalkıp güneşte yansam
Akşam buz gibi suya dalsam
Mutluluğu içimde birde sende bulsam
Doğuştan yalnız şimdi yalnız
Yaralar beni sözler yaralar
Ürkek olur, yabani taylar
Cahillik ettiğim zamanlar
Doğuştan yalnız şimdi yalnız
Çıksam yüce dağların başına
Birde bıraksam suyun akışına
Toplasam güveni çıksam karşısına
Doğuştan yalnız şimdi yalnız
Sami Yüce 05/11/2013 İstanbul