SÜKUTUN SESİ
Bir gün geleceksin hazırlan buna
Olmasın mezarın dar insanoğlu Yuvasını yapar yatar koynuna Arkadaşın olur mar insanoğlu Bura dört mevsimin hüzün bölgesi Sıra selvilerin koyu gölgesi Dinle ne söylüyor sükutun sesi Gör ki nice ibret var insanoğlu Yayladan yaylaya konup göçersin Ekinlerin başak verir biçersin Kenarından ıslık çalar geçersin Kalmadı mı sende ar insanoğlu Ak sakallı baba ak saçlı ana Küskünlerle barışıklar yan yana Şurda bir gelin var elinde kına Duvağına yağmış kar insanoğlu Mekan son duraktır her gelen iner Damla damla yaşlar taşlara siner Topraktan gelenler toprağa döner Ne gül kalır ne de har insanoğlu Kul Hakkı’yı hakir gördün boşuna Gücün vardı almak gitti hoşuna Bak şimdi uzandın yalnız başına Nasibine düştü zâr insanoğlu |