ipince, zamansız, hayırsız...
"Aslında hiç aklıma bile gelmezdi,
kocaman gözleri olmasaydı eğer. varmış ama, kocaman gözleri varmış meğer. birer birer aklıma düşerlerdi. ipince, zamansız, hayırsız... düştüğü gibi kendimi bir köy düğününde bulurdum. esmer çocukların koşuşturmalarına ortak olurdum. ziyafetine doyum olmazdı gülüşlerinin. ve Ahmed’in elma kokusu vardı dişlerinin. . . . bu ıhlamur kokusu böyle devam ederdi. ve sabahın körüne kadar/ ve mayısın dördüne kadar/ bu ıhlamur kokusu böyle devam ederdi. kendime geldiğimde ise ; ne köy kalırdı, ne esmer çocuklar ne de kocaman gözler. ha bir de ıhlamur kokusu vardı. o da kalmazdı zaten. ipince, zamansız, hayırsız..." |Murat ERTAŞ |