UZUN GECE
Issız,ıssız bir sokak ortası
Köşe başlarını tutmuş ölü bedenler Derdimi anlatmaya kalksam burayı Bir ceset görmüş gibi terk ederler. Hiç bir acı tat vermez oldu artık Pas tutmuş bu zehir zemberek demir Hangi öfke, hangi keder,hangi fenalık Bu sert yüzeyden içeri girebilir. Ne aşk,ne saplantı,ne de yoksunluk Hepsi aşınmış birer tekerlek yüzeyi Bir canavar yüzü karsımdaki durgunluk Isıracakmış gibi açıyor dişlerini. Aşağıdan yukarıya tırmanan bir yol Etraf hayli zifiri karanlık Hidayet sırrına erdiren sen ol Sen ol! Kainattaki yegane ışık. Geceden sabaha yol alan sergüzeşt Bir hal kaldı ki dizde perişan Yorgun ayaklar,tabanlar çilekeş Bastığı toprakta bitmiyor nişan. Ben gideyim yol gitsin ben gideyim yol gitsin Adım adım ölçtüğüm kesiksiz çizgiler Sırtımdan bembeyaz bir el iteklesin Duysunlar düş! sesimi çiftleşen itler. Durdurun zamanı,mani olun güneşe Yükseldikçe kayboluyor hatıralarım Uzun bir zincir misali peş peşe Geceye dizilsin bomboş adımlarım |