Gülerim
Dört idi mevsimler ikiye düştü
Göremedim güzü kışa gülerim Meyhane çoğaldı viskiler taştı İçmeden sarhoşum boşa gülerim Nerde büyük küçük izân kör oldu İzzet ve fâzilet sanki sır oldu Nikâhla yaşamak utanç ar oldu Boyalı fötürlü başa gülerim Korkunç girdap gidiş baktım hayata Bedavadan yiyor vurmuş rahata Çok affedersiniz kızdım gavata Altınla sırıtmış dişe gülerim Göbeği dizinde benlikle yürür Ne haysiyet kalmış vallah ne gurur Birayı duyunca zevkten kudurur İzândan zincirli leşe gülerim Söz verir maskara ardından cayar Yaş kemâle ermiş hâlini boyar Her gece etrafa salyalar yayar Takdire muhâlif hâşâ gülerim İhânet bu gülüş neşeden sanma Örf adet horlandı yoktur utanma Dehşetli mahşerde hesabı amma Sanki ona değil taşa gülerim Zevkler tartışılmaz git be işine Kızdırdın haydutu gitmez hoşuna İçerek yollanır mezar başına Timsah gibi akan yaşa gülerim Ömer Ekinci Micingirt Şiirin Hikayesi -------------------------- Askerden yeni gelen M.K., arkadaşıyla geç saate kadar içki içip eğlendi ve eve gittiğinde eşini mutfaktaki ekmek bıçağıyla hunharca katletti… Sabah uyandığında kahroldu… SUÇLU KİM? İçki fabrikaları mı,içen mi,devlet mi yoksa seyirci kalan mı? 17.08.2005 |