Senin adın pişmanlık mı ?
Sokak lambalarının aydınlattığı kadar aydınlık yüzüm,
Üzüm gözlüm, Yalan sözlüm... İnsan kaç defa aynı yalana kanarmış ? Her defa aynı yerden yani duygularından vurulduğunda,aşkta oluk oluk kanarmış. Ettiğin sözlerin,yeminlerin gün doğumuna kadarmış yalan sözlüm. Nasıl olduğunu bilir misin aşk acısının ? Ellerinin soğuk soğuk terlemesinin ne demek olduğunu ve nefes alırken boğulmanın ne ızdırap olduğunu da bilir misin ölüm yüzlüm ? Madem sevmeyecektin,madem ki gidecektin, benim seni sevmeme, Senin için deli olmama,çıldırırcasına bağlanmama, Neden izin verdin yalan sözlüm... Çığlık çığlık yüreğim, Paramparçayım sevgilim. Ahımda sen varsın,her attığım adımda da sen... Gözlerin geliyor sonra aklıma,o delisi olduğum gözlerin, Sana tamda on iki den vurulduğum gözlerin, Yangınıma ateş olan, Fitilimi tutuşturan gözlerin sevgilim. Sonra nasıl oluyorsa bir daha kanıyorum ve bir daha ölüyorum, Artık bir hayat yaşıyorum,sanki başkalarından kalan, Öteki,beriki,zoraki bir hayat işte... Senin adın pişmanlık mı olacaktı yalan sözlüm ? Sen aslında hiç yok muydun ? Keşke olmasa mıydın ? Zaten yalan mıydın ? Birde mahsus muydu seviyorum demelerin, Birde şakacıktan mıydı sözlerin,yalan sözlüm... Kıyametim oldun,kıymetlim oldun, Vurdun ha vurdun, Yordun ha yordun. Elvedalar olsun,hoş çakalsın,ölüm yüzlüm... Çağlar Öcal |