Aşk-ı Nur
derd ile safi niyazım
bir garip ah ile zardayım derdi gam olan derviş ile demdeyim akl-ı celalinde bir onmaz gülizarım vuslat ile yola çıktım a-bu derya sanıp aşk-ı serabına kandım kevser bilip aşk-ı yalan olan tövbeyi kana kana içtim vuslat serde çöle döndü dergâh olup ezberi kelam oldu od-a çerağ-ı gönüle ben saldım döne döne aşk-ı biçare halde semah-ı bî-tab içinde yanarım arş-ı ala söze durdu tekbir ile salah verdi telkin ile cana can verdi Hak aşkı için hakk-ı ihsanı zuhura yanarım aşk-ı demde katre oldum hal içinde hale uzvet oldum Mevla kadir dedim kadir olanla bir aşk-ı sükuta Cenab-ı Hak dedim sergüzarım aşka tamah eyledi beşer-i ihsan olmayandan aman diledi ma’na yı aleme gönül gamı bertaraf edip intizar eyledi cihanda beşer-i aşkı umman-ı derya sandım çölde sahrayı dergâh aradım sükutu ihlal edip aşkı yalan olana feryat figân niyaz eyledim çeşm-i ahuzarım dinmedi kıble-i güzergâhta aht-ı kemali gönle akit eyledim tarık-ı sühada gönül dostuma arş-ı alemden hikmet ile selam eyledim selam ile cümle aleme gönlü ahvalimden bilhizar eyledim aşk-ı şura hakk-ı divana durdu hak ile nicarı kelama saldı kelam içinde aşk-ı hakikat aşk-ı nuru gördüm nur içinde gayb-ı deryaya daldım derviş-i dergâh içinde Hak yolunda bir yüce yola vardım yüce divanın hanında türlü bâde içtim aşk-ı mey ile gönül dergâhımda takva ile kendimden geçtim gönülde aşk-ı köle-i azadı daimi baharda gördüm |
feryat figân niyaz eyledim
tarzınız deyil ama söyleminiz değişmiş biraz, tebrikler efendim.