Ten Hasta, Ruhun Niçin Yasta…Yar, bazı Sırlar söylenmiyor Gönül yanıyor, Dil lal oluyor, gözler ağlıyor Su al etsen, meramını merak edip Gözlerine bakmayı denesen Hüzün vaktinin geldiğini hissedersin Eylül sağanağı gibi umutlar Tek tek düşüyor sararan yapraklar İçin parçalanıyor, Lakin elden bir şey gelmiyor Günlerce Yatağa mahkûm Neyi düşlese ve düşünse, Mecalsiz hülyalar İkliminde Nefeslenmek için ümitlense Sancılar geçit vermez, gün hiç bitmez Gecenin ıssız halinde, sesler işitilse bile Yüreğe yakın gelen, gam içine zerk eden güç var Sessizlik içinde bir şeyler anlatıyor Duyabilen Kalpler ve hissedebilen ruh için En yakından, Şefkat ve himmetin mekânından Korkma, henüz körpesin, bilgi ve irfana aç bir nefessin Çekinceler içinde erime, Rahmet sadece dünya için değildir İman eden kul için ne güzel zindeliktir Aslında Bilmelisin ki Emellerin vardır, akranların gibi Umuda koşmaktır Meramın ve derdi endamın Koşsan ne olacak, Derdi veren sahibe yönelmedikçe Güle şakraya Yıllar geçirince, sefilleşince Kalbin ve ruhun İtminan lığından sarfı nazar edince Sağlıklı olan ne yapıyor, Kargaşa içinde yaşıyor Hangi köleliğe talip olmuşsa Onun derdiyle koşturuyor Evet, Ne söylesem Hangi lisan ile kal edip Melalimi hasretsem Yüreğine zor gelecek Ve acın dinmeyecek Nasibe inanıyorsan Kat a kahretme derim Her çile ve derdin Bir bedeli olacaktır eminim Hastalıktan korkma, Her gün eksi olanlarla nefes alma Ölüm ve sevdası, Aşkın mefkûresinden firkattir Sahibin divanına Çıkmak için beklenen vakittir Mustafa Cilasun |