KÜÇÜK BİR İLÇEDE YAŞIYORDUK
GARP TEN ŞARKA BİR GELİN GELDİ
ŞARKTAKİ ÇOCUK LUK Babam memurdu Küçük bir ilçede yaşıyorduk bahçeliydi evlerimiz Annem çamaşırı leğende yıkardı Bahçedeki ağaçlara bağlıydı çamaşır iplerimiz Yaşıtlarımın çoğunun ismi ya hürriyet ya adaleti İhtilalle tanışmış üzülmüştük hepimiz Sene bin dokuz yüz atmış on beş yıl geri gitmişti bu millet Herkes üzgün Borçlu imiş devlet Evlerimizde lüks yanardı Elektrik bilmezdi bu millet Evlerden altınlar toplanmış Bilezik, yüzük bir sürü ziynet Sonra ismi lazım olmayan kollarda, Parmaklarda görülmüş bu marifet. Küçük bir ilçede yaşıyorduk Sene bin dokuz yüz atmış mevsim bahar Babam memur annem meşhur bir terzi imiş o zamanlar Hayat mahrumiyet kadının çalışması mahcubiyet İdaremiz mecburiyet Annem yemeklerimizi bahçemizde Taştan yapılmış ocakta yapardı Bulunursa gaz yağı Bazende gaz ocağımız veya ispirto ocağımız da Yoktu Sonradan tanıdığımız Elektrik ocağımız Petrol ocağımız, tüplü gazımız Ben küçüktüm ailem küçük çekirdek tik hepimiz. Küçük ilçelerde yaşardık Evimiz ya toprak ya kerpiç olurdu Ama sıcacık vede samimiydik biz Herkesle can gibiydik Komşularımız vardı: Tetelerimiz,yengelerimiz,abalarımız Hacı babalarımız,hacı annelerimiz Çok derindi sevgilerimiz Mahru muyduk mahrumiyet mi yaşıyorduk Bilinmez ama Çok şirindi evlerimiz Odamızın tam ortasında, Tavanına asılı kuruluydu Kumaş kenarlı salıncağımız İçini çok merak ettiğim bebe beşiğimiz Sallamam için ucunda uzunca bir urgan asılıydı Bebeğimiz yatardı onun içinde Annem bir ağlama duyunca Hele birde elinde bir iş varsa Koş salla. derdi bana Çocuk kuvvetimle koşar sallardım Bir duvardan bir duvara Korkudan mı bilinmez susardı bebek Çocuklar böyle büyürdü o yıllarda Küçücük bir ilçede yaşıyorduk o zamanlar Sokaklar yoktu her yer yemyeşil Biz manav bahçıvan bilmezdik Sebzeyi bahçe den, Meyveyi ağacından koparırdık Ağaçlar ın meyveleri yerlerde Çiçekler,böcekler di en çok tanışım Sofralar serilirdi bahçelerimiz e Toplanırdık sofra çevresine hep birlikte Akşam olunca yatsı ezanına dek otururduk Bahçelerimizde Sadece Sonbaharda çekilirdik evlerimize Annem namaz kılmak için seslenirdi Kapımızda otururdum beklerdim Biri gelirse diye. Birde dua isterdim oyuncağımı güzel yapabileyim diye Biz para nedir bilmezdik Mutlu olmak için hep dualar isterdik Öyle mutlu çocukluğumuz vardı ki, Bunu çok geç anladık. Küçük bir ilçelerde yaşardık Çok candan arkadaşlarımız olurdu, Mutluyduk Peynirlerimizi küplere bastırıp, Toprağa gömerdi ninelerimiz Tel dolaplarımız vardı kilerler-imiz de Sebzelerimiz çürümez di sararıp solardı Tandırlarımız vardı ekmeklerimizi pişirdiğimiz Vede saclarımız olurdu kilerler imiz de Hiçbirimizin akrabası sorgulanmadı karakollarda Tek tük vukuatlar la yüzler kızarır utanılır dı Suçlu derdik o zamanlar da Hapishaneler var mıydı bilemem çocuk anılarımda Ama adını bile duymazdık, Sözü geçseydi korkar unutmazdık o yıllarda İnsanlar birbirini severdi Kavgayı yalnız çocuklar ederdi Bazen babamdan duyardım Keşif dönüşünde anlatırdı İki tarla sahibi kırgınmış,barıştırdık. diye Demek ki sınır ihlalleri oluyormuş bazende Biz barış dolu dünyada büyüdük hepimiz SENE BİN DOKUZ YÜZ ATMIŞ Biz çok küçüktük ailemiz çekirdek Dünyamız ayçiçeği çok mutluyduk o zamanlar Yaşlanan büyüklerimiz itibar kazanırdı Evlerde baş köşeydi yerleri Yoktu huzursuzluk dağıtan huzur evleri Hiç duymamıştık kanseri,İnsanlar yaşlanınca ölürdü Çocuklar çiçekten, Uzun zaman korkarak dokunamadığım,koparamadığım çiçekten Gerçeği öğrenince de kıyıp ta yine toplayamadığı O renk renk açan çiçekten Biz bir çok ilçelerde yaşadık Samimiydik severdik birbirimizi Bir yerden diğer yere tayin olup gidince Tüm ilçe uğurlardı bizi Hastalar olurduk ağlamaktan Herkesin elinde kendi pişirdiği pastaları, Çörekleri Yolluğumuz olurdu Saatlerce yüklenmesi beklenen kamyonlar olmazdı öyle Her evin aynıydı eşyası Bir masa altı sandalye,bir karyola,iki divan Birkaç tahta kutu içinde mutfak eşyası Varsa şayet birde dikiş makina sı Bir gaz ocağı,lüx feneri Kilimlerle bağlanmış yatak balyaları Bir büfe,bir radyo en önemlisi İçi su dolu çiçekle süslü fanusu Kimse kimseye özenmez di Yoktu birbirimizden farkımız Ne amirin ihtişamı Ne memurun yoksulluğu söylenmezdi Asl olan makama saygı idi Herkes samimiydi fakat haddini de bilirdi Ayrılınca bırakılan dostlarla bazen Başka ilçelerde hasretle buluşulurdu Özlemler çoktu ,özenilen sadece dostluktu Mektuplar la özlemler hafifletilir paylaş ılınırdı Ağlayarak damlayan gözyaşlarıyla dağılan mürekkepte Okunan mektuplar Küçük bir çok ilçelerde yaşadık Hepsi birbirinin aynıydı Kız görmeye komşularla gidilir Damat soruşturulmaz dı Herkes birbirini tanırdı iyi bilirdi Düğünler üç gün üç gece sürerdi Misafirler paylaşılırdı Bütün beyler beyefendi, Hanımlar hanımefendi idi Kıyafetler özenilerek seçilirdi Fötr’’süs beyefendi göremezdiniz Ya hanımefendilerin zarafeti Şapkaları eldivenlerine inat Dantelalarla süslü olurdu Konuşmalar seçilir Konuşulanlar dinlenirdi Küçük birçok ilçede yaşamıştık Birbirimizi hiç ihmal etmemiştik Dostluklar sağlamdı Adam gibi adamdı büyüklerimiz Bir tek bayramlarda değil her günümüzde Konuktuk kocaman dünyamızda Koskoca gönüllerde Küçük bir çok ilçelerde yaşadık. Mutlu Mesut Saadetle Ve birbirimizi gerçekten iyi bilirdik o yıllarda Kardeşce GARP TEN ŞARKA BİR GELİN GELDİ Hayat hikayemin bölüm baş girişleri NURAN ÖZTÜRK BENLİ NİN KALEMİNDEN |
Yüreğine kalemine sağlık
Yürek sesin susmasın
____________________________________________________Saygılar