TAHTA KAPI
biliyorum orada emin bir belde
aralayıp eski tahta kapıyı, bakıyorum bir adım atmış yorgun, tedbirli, ürkek ayaklarım yanaklarım al al, çekingen, kaygılı süzüyorum üzerimde sabırla yoğrulmuş, acı sinmiş elbise önümde görünmez bir duvar, korkuyorum. bir yanda gergin, tedirgin, bir oh diyemediğim ama nasıl baş edeceğimi bildiğim bir yanda hiç bilmediğim bu yüzdendir bir adımdan fazla gidemediğim yapıştığım kapı güngörmüş, eski, paslı illa ki örttüğü hayat biraz tasalı biraz tatlı kahkaha da uçuşur bazen o hanede, sebatla, gönül teriyle erilmiş saadet de tek kişilik yemek, tek kişilik emekle yine de her halukârda tetikte beklemekte tevekkülle ruha açılan kapı siler avutur durulmuş gözyaşını aydınlanır içten dışa her yaratılmışı huzur, huzur, huzur... kaplar cümle cihanı. |