Nasıl Hüzünlenmeyim, Arka mı Dönüp Gideyim…Yar… Bilmem ki Neden anlamazlar Böylesi kararmış gönüllerle Nasıl bir sevda yaşarlar Hangi hesabın vadesinde nefes nefese Kalırlar, evlat adına yüzü kızarmayanlar İçim titriyor, yüreğimin burukluğu gitmiyor, Gözler nazar ederken hayret kuşatıyor Hangi günler İçin sönmeyen umuttun Ruhumdan ve gönlünden İnşirah zerk ettiği muradıydın Sana nasıl bakardı, gözünden sakınır, Her türlü meşakkati göze alırdı Sen naz ettikçe hoşlanır, mütebessim Eda içinde arkasına yaslanır ve ümitle yaşardı O kadar Yokluğa rağmen, sabretti Yaz demedi, kış demedi, Gece gündüz mücadele etti Senin geleceğini düşünerek, Yemedi, içmedi, harçlığını eksik etmedi Kim bilir arkandan ne kadar sevinirdi, Geleceğin ana kadar düşlerin izindeydi Ne yaptın, Anneni çaresiz bıraktın Seksen beş yaşında olmasına Hiç aldırmadın, umursamadın Güya sen de bir insandın, imtihana Tabi olacak hazandın, hiç arlanmadın Köylünün “evladı varken bize yardım etmek Düşmez” i duyuracak kadar sıkılmadın Malatya’nın Darende İlçesinin Yavuzlar köyünde yaşayan Bu biçare teyzeden bahsediyorum Hazin hikâyesini köyün camisinde İmamlık yapan Abdullah hocadan dinledim O kadar içli ve samimi anlatıyordu ki İçim parçalandı, hocam siz ne gerekiyorsa yapın dedim İftariyeliğine Hüzünle şahit olmuş Bir haftalık tulumba tatlısı Ve yufka ekmek bulunuyormuş Duygulanmış, köylüye sual edince, “hocam evlatları varken bize düşmez” demiş Ve bu köylüler mutat Kur’an hatmeden, Zikir halkalarıyla ibadeti yetine getiren kullarmış Artık bir söz Söyleyecek ne kaldı Nerede kaldı o civarın Takva timsalleri, feraset ehilleri Bu seksen beş yaşında ki zavallı teyze Bu kadar düşkün bırakılır mı? Söyle, hangi insanlık, hangi duyarlılık Bu kadar hüznün karşısında çekimser kalır İnsan anladığını Yaşamalı, aldanmamalıdır Adet ve töre üzerine Din kaim edilmez, Bilmem ki daha nasıl anlatılmalıdır Dinin şer’i kaynakları ortadadır, Maslahatlar gözetilerek, Akideler yıpratılmamalıdır Köylü ne bilsin diyen kabalığa da Söz hakkı tanınmamalıdır, dünyalığından Taviz vermeyen, nafile yere simsarlık yapmamalıdır Mustafa Cilasun |
gün müslümünı zikir halkasında kuran elinde ilmihal de kül bırakmaz mangalda sanırsın olmuş evliya
bilmez gönül almayı hizmet edip ilmi yüceltmeyi eğitimsizlik mirim eğitimsizlik
biz atalarımızdan böyle gördük müslümanlığı
oysa ki somuncu baba o zattı ki emir sultanın övgüsüne mazhardı namaz kıldırdığı caminin üç kapısından birden çıkmıştı da mütevaziliğiyle öğrencisi hacı bayram veliyi de alarak keramet göstediği yerde kalmamıştı..
neyse mirim bu hamur çok su götürür
mevla sonumuzu hayrede...